Okuyabilme, okuduklarını düşünebilme, düşündükleriyle
uygulama zemini oluşturanlara ve o zemin üzerinde noktayı koyabilme
ihtimali buluna(bile)n okurlara sesleniyorum. Yanlış anlamayın 'insanlara'
değil, 'okuyabilme' yeteneği olanlara.
Günümüz münevverlerinden biri olarak gördüğüm Alev Alatlı
hanımefendinin değindiği çok önemli bir husus vardı geçtiğimiz senelerde.
Arşivimde dolaşırken birden gözüme çarptı bu konu. Beni bu yazıyı yazmama iten
sebep de işte budur.
"Kendi kendinize yardım edin" diyor Goethe'
yazımın yayımlanmasından birkaç gün sonraya denk gelmişti sayın
Alatlı'nın açıklaması. Alev Alatlı, katıldığı bir televizyon
programında "Bize ne lazım" diye soruyordu. Evet, ben de 'bize
ne lazım?' diye sormuştum o yazımda. Hatta, bu yazıyı sayın Alatlı'nın
açıklamalarından aşırdığıma dair e-postalar aldım. Şayet, yazım, programla
paralellik arz ediyordu.
Bu yazımıza dönecek olursak, Alev Alatlı, "Benim
neyim bu Dünya'ya iyi gelir konusunu düşünüp, uygulamamız gerekir" diyor
ve ekliyor; "Sürekli gidip hazır giyim almamamız gerekir. Kendi medenî
projemizi geliştirmemiz lazım. Bu cehaletten kurtulmalıyız. Bu noktada da ciddi
bir okuma tembelliği var. İçinden çıkılması zor ama oturup düşünülmesi gereken
bir durum. İnsanlara 'kendimiz için düşünmeyi' öğretmeliyiz. Türkiye'nin bir
inanç haritasının bile çıkarılması lazım. Ne kadar Müslümanız. Ne durumda
olduğumuzu görmemiz lazım. Ona göre çalışma yapmalıyız."
Alev Alatlı'nın söylediklerine katılmamak mümkün değil.
Hele hele konu böyle bir zemine oturmuşken farklı yorumları da çıkarabilmek
mümkün Alev Alatlı'nın söylediklerinden. Elimizde tencere, su, irmik, yağ
mevcut ise daha ne istersiniz. Ateşi de bir zahmet siz yakıverin.
Binaenaleyh, toplumlar 'hedefsiz' kaldıkları zaman
dağılırlar efendim, dağıtılırlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder