28 Eylül 2011 Çarşamba

Varlığını bilmek, seninle her an olmaktan daha güzel şimdi...

Hani insan bazan ürker; sahip olduğu çoğu şeyin tek bir şey yüzünden elden kayıp gideceğine... Soğuk bir kış gecesinde üstünün açık kalması ve uykundan uyanınca hafif bir titremenin alması gibidir bu hâl. Sonra pikeyi ya da yorganı çekersin üstüne. Bir huzur kaplar içini, sığınmışsındır bir şekilde; az da olsa seni tam manasıyla ısıtamayacak bir bez parçasına. Boynuna kadar çekip örtmüşsündür yorganı, tüm gerçekleri örttüğün gibi... Kaybedeceğini bilirsin o sıcaklığı, soğuk bir kış sabahında. Ama örtersin işte. Bile bile lâdes demek, aslında körü körüne bazı sözcüklere sığınmak değil midir bir anlamda?..  

Belli bir zaman sonra da bunalırsın, sıcaklarsın, oflayıp puflayıp atarsın üstünden yorganı veyahut üzerine örttüğün bir nesneyi... Ne soğuk bir kış gecesi olmak, ne yakıcı bir yaza bürünmek ne de bunaltıcı bir yorgan olmak istedim bir insanın düşüncesinde ve teninde. İstediğim tek şey (...)
“İstediğim tek şey” belki de, bu üç noktanın devamı hiçbir zaman gelmeyecek gizinde saklıdır. Kim bilir?..

Bir varmış bir yokmuş demenin hep masallarda olduğuna inandırdılar bizi. Oysa öylesine hayatın içinden bir durum ki bu, aslında daldığımız o uykudan tam bilinç sahibi olduğumuz anda, üstümüz açıkken uyandığımızda geç olduğunun farkına vardık ne yazık ki… Geç oldu belki. Ama iyi ki bir şekilde oldu. Yoksa insan her duyduğuna ve gördüğüne inanır hale gelebilirdi; tüm gerçekleri örttüğü gibi yorganı da üstüne örterek...
Ve en önemlisi –en acıklısı- o gecenin sabahında yüzümüzü güneşe döndüğümüzde yalnız olarak sol ya da sağ yanımızın -ne fark eder- boşluğa düştüğünü görmek.. Kötü olsa gerek… "Bir varmış bir yokmuşlar" olmasaydı...
Peki hayatımızda "bir varmış bir yokmuş"çasına olanlar? Onlar, yahut daha doğrusu "o" iyi ki var… Yoksa tüm bunlar yazılmazdı gecenin bir vaktinde...
Kısaca…

Varlığını bilmek, seninle her an olmaktan daha güzel şimdi...

19 Eylül 2011 Pazartesi

Sonbahar...

Vızıldarken kulağımda esen rüzgarın sesi
Geldi yine sonbahar
Susmalı
Dinlemeli sadece bu eşsiz nefesi…