tag:blogger.com,1999:blog-81218977730107769382024-03-14T08:26:54.756+03:00________Quod nocet, sæpe docet _______Kozmosa dair herşey... Psikososyal ekonometriparasal felsefîsiyasal analizasyonal düşlemler !...İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.comBlogger63125tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-11779799099445798442016-01-27T18:38:00.000+02:002016-01-27T18:39:03.793+02:00Türkiye’de ve Dünya’da Teknokentler…<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Teknokentler,
bir üniversite bünyesinde, araştırma kurumlarının ve sanayi kuruluşlarının aynı
ortam içerisinde araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmalarını
sürdürdükleri, katma değerli ürünler ortaya çıkardıkları, birbirleri arasında
bilgi ve teknoloji transferi gerçekleştirdikleri; akademik, ekonomik ve sosyal
yapının bütünleştiği organize bir araştırma ve iş merkezleridir. Bilime,
sanayiye, kalkınmaya ve teknolojiye dair ne ararsanız bu yapıların içinde
bulabilirsiniz. </span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Dünya’da kuruluş tarihleri elli yılı bulan Teknokentler, 1989
yılından itibaren Türkiye’de de kurulmaya başlanmış, günümüzde ise aktif
Teknokent sayısı 40'a yaklaşmıştır. Teknokent ya da başka bir deyişle
Teknoparkların bünyesindeki firmaların toplam ciroları 8 milyar lirayı
aşmaktadır. Bu açıdan baktığımızda ekonomi ve kalkınmanın da bir lokomotifi
konumunda bulunmaktadırlar. Türkiye'nin ilk Teknokenti olan ODTÜ Teknokent ise
en fazla ihracat ve ciro yapan merkez… ODTÜ Teknokent’te, yıllık 260 milyon
dolarlık ihracat gerçekleştiriliyor. Denizli’de ise Pamukkale Teknokent’in
kurulması 2007 yılında onaylanmış ve 2010 yılında itibaren de ilk firmalarını
kabul etmeye başlamıştır. Şu an 100’e yakın firma Pamukkale Teknokent’te
faaliyet göstermekte olup hem Denizli’nin hem de Türkiye’nin kalkınması ve
ekonomik gidişatına pozitif yönde fayda sağlamaya devam etmektedir. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-SJDhFt5WmBs/VqjyPSLkdII/AAAAAAAAAF4/njHh5Z1hWu4/s1600/teknokentler.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="http://4.bp.blogspot.com/-SJDhFt5WmBs/VqjyPSLkdII/AAAAAAAAAF4/njHh5Z1hWu4/s320/teknokentler.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">İnovatif düşün, yenilikçi ol…</span></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Teknokent’lerde
yer alabilmek ve sunduğu imkanlardan yararlanmak için bir fikrinizin olması
yeterli diyebiliriz. Kısaca Ar-Ge’nizi yapmalı, fikrinizi projelendirmeli ve
bunu temellendirerek savunmasını yapmalısınız. Bu aşamaları geçtiğiniz takdirde
bir iş yeri sahibi olmak ve teknoloji transferleri sağlamak hiç de zor değil.
Mesela, teşvik noktasında, 4691 no’lu Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile
Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren girişimci firmalara, çeşitli alanlarda
vergi ve KDV muafiyeti avantajı sağlanmaktadır. Böylece bu teşvikler
aracılığıyla, “ileri teknoloji üreten ve kullanan, ülke ekonomisine daha yüksek
katma değer ve istihdam sağlayan, uluslararası rekabet gücü yüksek firmaların
oluşumu desteklenmektedir. Buna paralel olarak bölgede çalışan firmaların
yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları; kurumlar
vergisinden, bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu
görevleri ile ilgili ücretleri her türlü vergiden, Sigorta Primi Desteği
olarak, ücreti gelir vergisinden istisna tutulmaktadır. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Bütün bu
avantajlar ve sağlanan destekler elbette ülke sathında girişimci ruhun,
teknolojik üretimin, buluş-patent sayısının artmasını da beraberinde getirmesi
gerekiyor. Fakat bu konuya biraz yabancı kaldığımız için ya da “ne sütü içeyim
ne de yoğurdu üfleyerek yiyeyim” mantığından kurtulamadığımızdan ilerleme
sağlanamıyor. Bu durum da ister istemez ekonomik kalkınma ve buluş-patent
ikilisinin düşük oranlarda gerçekleşmesine yol açıyor. Örnek verecek olursam; 2011
yılında Teknokentler’den çıkan patent sayısı 153, aynı yıl Japonya’da
üniversitelerin ürettiği patent sayısı ise 197.594… TPE verilerine göre de 2014
yılında patent başvuru sayısı 4.857 olarak yer almaktadır. Hâlâ yeterli bir
sayıya maalesef ulaşılamamıştır. Bu durum, tescil-tasdik sürelerinin uzun
sürüyor olması ve Teknokentlerin ülkemizde ne denli bir buluş mekanı olduğunun henüz
yeterince bilinmemesi ve merak edilmemesinden ileri geliyor… İlinizdeki Teknokentleri
merak edip ziyaret ederseniz, en azından “burada neler oluyor, neler yapılıyor”
diye bilgi alırsanız, girişimci ruhunuz ve fikriniz ‘hayat suyu’ ile yeşerecektir;
buna emin olun.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Yatırımda kuşak çatışması mı?<o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Bir de Türkiye’deki
iş hayatında genel olarak birinci kuşak sermayeyi koymuş, ikinci kuşak bu
sermayeyi kaybetmemeye ve kendi çapında hacmini katı sınırlarla çizerek genişletmeye
çalışmıştır. Üçüncü kuşak ise birinci ve ikinci kuşağa kendini ispat noktasında
girişimci ruhunu, kazanım ve kârı yüksek yatırımlara yönlendirmeye
çalışmaktadır. İkinci kuşak, ticari noktada muhafazakâr ve tutucu (geleneksel)
bir iş modelini benimsediğinden, eldekini tutmaya ve ürün almaya-stoklamaya
gitmiş ve “bir yardım-destek-teşvik-hibe varsa işin içinde mutlaka bir iş
vardır. Kim kime yatırım için geri ödemesiz maddi aktarım yapar ki?..”
düşüncesiyle aslında çoğu imkanı gözden kaçırmıştır. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: large;">Vakit,
üzerimizdeki ölü toprağını silkeleme ve hedefe net bir şekilde kilitlenerek
2023 hedeflerine yönelme vaktidir. </span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: large;">Unutmayın, yatırım sadece bir
şirketin-firmanın yatırımı değil; ülkenin kalkınmasına, Ar-Ge’sine, bilim,
sanayi ve teknolojisine yapılan katma değerli ve herkesin-her kesimin kazandığı
bir sistemler bütünüdür. Büyük devlet ve ekonomisi güçlü devlet olmanın yolu da
buradan geçmektedir. O yüzden şu sözümü hatırlatıyor ve not ediyorum: “Pazarola
hayrola…”</span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-36558926468218487882015-01-30T14:29:00.000+02:002015-01-30T14:29:46.484+02:00Bir Mübarek Cuma Namazı Anektodu<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Cuma mübarek bir gündür. Hadis-i şeriflerde de buyruluyor ki:<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="color: #141823;"><i>"Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her
müslümana farzdır."</i> (Ebu Davud, Hakim)</span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="color: #141823;"><br />
</span><i>"Özürsüz üç
Cumayı kılmayanın kalbi mühürlenir, yani iyilik yapamaz olur." </i>(Hakim)<span style="color: #141823;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Fakat her mübarek Cuma günü içim içimi yer halde çıkıyorum
camiden. </span></span><span style="color: #141823; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Sebebi şu ki; son cemaat yerinde olanlar ne imamı görüyorlar ne
cemaati. Hoparlörden gelen sesle namaz kılınıyor. E biz ne imamı görüyoruz ne
de cemaati. Göreni de göremiyoruz. Çekmişler kapıyı, maksat içeridekiler
üşümesin! Peh peh... </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bu Cuma namazı oluyor mu şimdi? Sünnetten uzak ve
bid'atlerle dolu... O zaman Diyanet versin bir frekans, versin bir link açalım
evde kılalım namazlarımızı değil mi? Maksat sese hoparlöre uymaksa?!. Mantıksız
mı? Olmadı, Kabe TV var, değil mi? Açalım tv'yi, uyalım televizyondaki hâzır
olan suret-i imâmâ!!!</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Camii cemaati ayrı mevzu. Hoca selamı vermeden, müezzin
'Allahüme entesselâm' demeden o boşlukta nasıl oluyor da aynı anda, sanki hoca
yangın butonuna basmış gibi minibüse dalarcasına üşüşüyorlar kapıya. Zor
kurtardım kendimi.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Üst katta olanların ise camii iç duvarlarına yazılı ayet-i
kerimeler ve Hulefa-i Raşidin isimleri ayaklarının altında kalıyor.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Dostlar, siz söyleyin, ben mi Cumaya gitmemek için bahane
arıyorum, uyuşukluk yapıyorum, yoksa bid'atlerle dolu, sünnet ehlinden uzak bir
din hayatı mı yaşıyoruz?<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Diyanet İşleri bu meseleye bir an önce el atmalı. Yoksa
çocuklarımız radyolardan, televizyonlardan, web sitesinden bağlanarak îfâ
edecekler ibadetlerini. </span></span><span style="color: #141823; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Rabbim muhafaza eylesin. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Âmin...</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Haddimi aştıysam ve dahî sürç-i lisan ettiysem de affola. </span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #141823; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Hakkınızı helal ediniz.</span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-47391735105755966372014-08-13T15:00:00.000+03:002014-08-13T15:01:23.626+03:00Sağlık olsun TDK!..<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Geçenlerde<b> karha</b> ile ilgili bir yazı okudum
gazetede. Sağlık sayfasında o kadar çok bilgi vardı ki <b>kazıma</b>’nın nüfus artışını engelleyeceği söyleniyordu. Mide kanaması
geçiren bir kişinin de <b>kazurat</b>’ı
siyah olurmuş. Hemen bir hekime başvurmalıymış. Ayrıca ‘<b>dobaz </b>olursanız sakın kaşınmayın, doktora gidin’ diyordu bir uzman.
Bir <b>belirge </b>geçirirsem hatrımda
olsun bâri. Ya <b>Paçavra Hastalığı</b>’na
tutulsam n’apacağız? <b>Tanıtmalık </b>olmadan
da ilaç kullanamam ki ben. Ne alâka ise… </span></span></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">***</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Gecenin bir
vakti açmışım televizyonu. Reklama denk geldim. <b>Kılsızlaştırma</b>’dan bahsediyordu; uygun bir fiyatla. Neden sonra
aklıma geldi, <b>kılkeser’</b>im bitmiş. Uyuyakalmışım
koltukta. Sabah erkenden uyandım, bakkala gittim. <b>Kılkeser</b>’imi aldım. Hem gitmişken <b>kokugideren</b> de alayım dedim. Hanım da evden çıkarken ‘<b>kirgideren </b>al’ diye tembih etmişti. Kalmamış
evde de... <b>Düzgüncü </b>bir bayan <b>ıtriyat </b>reyonunda <b>yüzyapım</b> ile meşguldü. Garibime gitti. <b>Yüzyapan</b> bir kişi ne arar ki burada? Öyle durup dururken kafam
çatlarcasına <b>yarım baş ağrısı</b> tuttu.
<b>Süregen</b> bir <b>belirge</b> gerçi bu. <b>Tepke </b>olarak
<b>çökkünlük</b> geçirdim dolayısıyla… Reyonda
bunları düşünürken de üşümüşüm. <b>Terletici</b>’ye
ihtiyaç duydum bi’an.</span></span></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">***</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Eve geldiğimde televizyonu
açtım. <b>Yozlaşma’</b>dan olacak hiçbir şey
yoktu kanallarda. Bir belgesel vardı. Takıldım kaldım. <b>Ölü açımı </b>anlatılıyordu. <b>Köprüleme-aşırtma</b>
geçiren kişilerin cesetleri vardı. Özellikle seçilmiş bunlar. Birisi de <b>erdişi </b>imiş! İki senede bir <b>tambakım</b> yaptırsaymış insan <b>yaş dönümü </b>geç olabilirmiş. <b>Tambakım </b>mühim! Bir de <b>ölü açımı</b>’nda <b>bulaş savma</b> işlemi önemliymiş. Tam bir <b>özezer </b>işi! <b>Peklik </b>oldum
inanın izlerken. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Neyse… Dün akşam
işten çıktığımda hastaneye gittim. Kapanmasına on beş dakika vardı. <b>Ararbulur</b>’dan geçtim. <b>Yayılgan</b> bir halde daldım içeri. Âdeta <b>yerel duyum yitimi</b> olmuşçasına
ayaklarım tutmuyordu. Hastaneleri oldum olası sevemedim zâti. <b>Yarımca</b> bebekler mi dersiniz, <b>ışınetkin</b> içeren <b>ışıma</b> aletleri mi…<b> İvegen</b>
solunum yetmezliği çekenler, <b>uyuşturum</b>’dan
uyuşa uyuşa çıkanlar, çöpteki <b>şırıngalama</b>’lar…
Bir kızı da Âcil’e getirmişler; <b>yelpik</b>
krizine tutulmuş yavrucak…</span></span></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">***</span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Sanırım gözlerimdeki <b>akbasma</b> yüzünden tüm bu yazdıklarım. <b>Tutarık</b> geçirir insan ve bir <b>varsanım</b>’dan öteye geçmeyecek düzeyde
kalır cümlelerim…</span></span></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">***</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: large;"><i><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;">Türk Dil Kurumu (TDK)</span></i><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"> tarafından
oluşturulan çalışma grubu, <b>eczacılık
terimlerine</b> bulduğu karşılıklarla ilk <b>Türkçe
Eczacılık Sözlüğünü</b> hazırladı. Yaklaşık <b>12 yılda hazırlanan</b> <i>‘İlaç ve
Eczacılık Terimleri Sözlüğü</i>’nde, eczacılık terimlerine bulunan ilginç ve
bir o kadar da garip karşılıkların yanı sıra halk diline yerleşen fakat
bilimsel anlatımda yeri olmayan sözcüklere de yer verildi. TDK Başkanı, sözlüğün
çalışma grubunda yer alan <i>11 öğretim
üyesinin çabalarıyla hazırlandığını</i> ve yaklaşık <i>12 yılda tamamlandığını</i> söyledi. (!) <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Beni, yazarken <b>peklik</b>; sizi, okurken <b>dobaz </b>eden İşbu makale, TDK tarafından hazırlanan
“<b>Türkçe Eczacılık Sözlüğü” </b>üzerine
kaleme alınmıştır… <b><i>Kalın siyah</i></b> yazılı terimler, TDK’nın bulduğu karşılıklardır.
Artık Türkçe çevirisi size kalmış dostlar...<o:p></o:p></span></span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-37321927828937479952014-06-24T18:07:00.000+03:002014-06-24T18:24:01.613+03:00"Havadan Sudan" sebeplerle "Su Savaşları"na hazır olun... <h1 style="background-color: white; border: 0px; line-height: 38px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large; font-weight: normal;"><i>'Mavi Altın' için savaş tamtamları çalmaya başlıyor...</i></span></h1>
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px 0px 10px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-weight: normal;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Küresel ısınma, kuraklık, seller, kar fırtınaları, âni mevsim değişiklikleri, buzulların erimesi. Hava sıcaklıklarının iki gün arasında on dereceye kadar artması veya düşmesi ve neticesinden su kıtlığı...</span></span></h2>
</div>
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Ne derseniz deyin, bir felaketin eşiğinde olduğumuzu kimse yadsıyamaz. Türkiye, son yıların</span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"> en kurak kışlarından birini</strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;"> yaşıyor. Hava sıcakları mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, yağışlarsa yine mevsim normallerinin altında bulunuyor. </span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Yurdumuz kışı, bahar havasında geçiredursun, </span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">küresel ölçekte </strong></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; line-height: 24px;">yaşananlardan </span><span style="background-color: white; line-height: 24px;">öte ülkemizdeki </span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">meteorolojik </strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;">felaketlere bakacak olursak, bunun başını </span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“su”</strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;">çekmektedir. Su… Hayatın olmazsa olmazı. Önemini, çok basit bir misal olacak ama vücudumuzdaki yüzdelik orandan da -yüzde 70’ler civarında- anlayabiliriz. </span></span></div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Uluslararası kulislerde suyun stratejik adı </span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“Mavi Altın”</strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;">dır!..</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Peki su için birbirimizi öldürür müyüz? Kanlı savaşlar çıkar mı? “Bir bardak suda” boğulur muyuz?!</span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-xxA2LzHKGYI/U6mPrkTU4jI/AAAAAAAAAE4/xjG7xRY05CA/s1600/susavaslari.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-xxA2LzHKGYI/U6mPrkTU4jI/AAAAAAAAAE4/xjG7xRY05CA/s1600/susavaslari.jpg" height="189" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; line-height: 24px;">İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi </span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu</strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;">, böyle bir savaşın öngörülebilirliğine değinirken, </span><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Dr. İsmail Kapan</strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;">, 2007’de çıkan “Suyun Stratejik Dalgaları” isimli kitabında böyle bir ihtimalden bahsetmiş ve “Dünya’yı su savaşları mı bekliyor?” diye sormuştu.</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Küresel Isınma (Global Warming)</strong><span style="background-color: white; line-height: 24px;"> nedir diye soracak olursanız, sera gazı olan karbondioksitin salınımının artması dolayısıyla dünyanın ortalama sıcaklığının yükselmesi diyebiliriz. İşte bu artıştan sonra yaşadıklarımız ise iklim değişikliği oluyor. Tüm bu yaşananlar, kimi yerde aşırı sıcaklara, kimi yerde aşırı yağışlara, kimi yerdeyse aşırı kar yağışlarına sebep oluyor.</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Şunu belirtelim. Dünyanın ve ülkemizin dört bir yanı yağış alacak ancak yağış görülen kesimler kuzey çevreleri olacak. Prof. Dr. Kadıoğlu da, sıcaklık arttıkça hidrolojik su çevriminin de hızlanacağını fakat yağışların kuzeye kayacağını söylüyor. Bu şu anlama gelmektedir. Küresel ısınma ile yağışlar azalmayacak ama yere düşüş şekli ve bölgesi değişecek! </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Bu da herşeyi açıklar nitelikte. Uzmanlar, “yağışın miktarının değil, rejiminin önemli” olduğunun altını çiziyor zira… </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Unutmayalım. Şu anda İstanbul, Bulgaristan sınırından Bolu’ya kadar bütün suları topluyor. Demek ki İstanbul’un su sıkıntısı var ve diğer havzalardan su getiriyor!</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Kadıoğlu, “Dünyayı boş verin, Türkiye’de şehirler arasında su savaşları çıkacak. İstanbul, Edirne ve Kırklareli’nden su isteyecek ama orada da kuraklık olacağı için o şehrin halkı su vermek istemeyecek. Köyler arasında bile su kavgası çıkacak. İnsanlar diğer şehirlere giden su borularını kesecek!” ‘kehâneti’nde bulunuyor. Korkutucu değil mi? </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Kusura bakmayın ama buna hazırlıklı olmamız lazım. İklim değişikliği ve hava durumu su kıtlığında son bakılıp aranacak son sebeptir. Yanlış/yersiz arazi planlaması, sanayi bölgelerinin yanlış seçilmesi, su havzalarının yerleşime açılması ya da kirletilmesi su kıtlığının asıl sebebi olarak göstermekte Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu… </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Mesela, Sultanbeyli… Plansız programsız kocaman bir şehir adeta. Kadıoğlu, Sultanbeyli için “buraya yağan yağmur eskiden toprağa sızarak Ömerli Havzası’na gidiyordu. Şimdi çatılardan yollardan kanalizasyona akıp denize gidiyor” demekte… </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Meğerse ne kadar önemli imiş “havadan sudan” konuşmak! </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Bu deyimi kullanırken de “havadan sudan” sebeplere yormamak </span></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 24px;">lazım kanımca…</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 24px;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-7A3QDGwGDW0/U6mQa1YdTDI/AAAAAAAAAFA/bCLyDw-IsB4/s1600/susavaslari2.jpg" imageanchor="1" style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large; line-height: 24px; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-7A3QDGwGDW0/U6mQa1YdTDI/AAAAAAAAAFA/bCLyDw-IsB4/s1600/susavaslari2.jpg" height="170" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><strong style="background-color: white; border: 0px; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"></strong></span>
<br />
<div style="text-align: center;">
<strong style="background-color: white; border: 0px; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"><strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Peki ülkeler/şehirler arası bir “su savaşı” çıkar mı?</strong></strong></div>
<strong style="background-color: white; border: 0px; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"><strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"><br /></strong></strong>
<span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 24px;">Hatırlanacağı üzere Arap ülkeleri ve İsrail arasında defalarca su savaşı yaşandı. Hatta öyle ki, İsrail ile Suriye arasındaki savaş hâli günümüzde bile resmen sona ermiş değil. İki ülke arasındaki ihtilafın en önemli noktasıysa, su rezervleri açısından büyük öneme sahip “Golan Tepeleri” meselesi... İsrail, Golan Tepelerini geri verse dahi suyun kendisine kalmasında baskıcı bir tutum sergilemekte…</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Ayrıca ABD istihbarat birimlerinin 2012’nin Mart ayında hazırladığı bir raporda da, dünyayı su savaşlarının beklediği, kuraklık, seller ve taze su eksikliğinin önümüzdeki yıllarda önemli bir küresel istikrarsızlık ve çatışmalara yol açacağı belirtilmişti. </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Gazeteci-Yazar Dr. İsmail Kapan’ın, “Suyun Stratejik Dalgaları” kitabı da işte bu açıdan çok önemli. Dr. Kapan’ın kitabından cımbızladığım alıntılarda şu hususlar çok önem arz etmektedir:</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">- Merkezi Washington'da bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi, 1986'da durup dururken, “Orta Doğu'nun Su Sorunu” başlıklı bir rapor yayınlar. Raporda, bölge</span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; text-align: center;">deki kuraklığın artacağı, nehir debilerinin azalacağı, günlük hayatta suyun petrolden daha değerli olacağı gibi araştırma sonuçlarına yer verilir ve bir de kehanette bulunulur: “Nil, Ürdün ve Fırat... Orta Doğu'da, gelecekteki bir savaş, mutlaka bu üç nehrin sularının paylaşılmasından çıkacak…</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">- (…) Enerji alanında petrolün alternatifleri çoktur. Oysa hayat kaynağımız olan suyun alternatifi bulunmamaktadır. Yani suyun yerine bir başka madde ikame edilmesi mümkün değildir!</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">- Ürdün eski Kralı Hüseyin’in şu beyanı dikkat çekicidir. “Hiçbir konu İsrail ile tekrar savaşa girmeye bizi zorlayamaz. Su hariç.” </span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">- BM eski Genel Sekreteri Butros Gali, Mısır’ın Dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı sırasında “Ortadoğu’da bundan sonraki savaş, politik nedenlerle değil, su yüzünden çıkacak” demiştir.</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">- İsrail eski Savunma Bakanı Moşe Dayan’ın 1974’de yaptığı şu açıklama da aynı konuda dikkat çekicidir. “İsrail için su o kadar önemlidir ki, biz 1967’de Araplarla savaşa biraz da su kaynaklarını kontrol altına alabilmek için girdik…”</span><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><br style="background-color: white; line-height: 24px;" /><span style="background-color: white; line-height: 24px;">Bütün bunlardan da anlaşılacağı üzere evrensel boyutta su krizi giderek kaçınılmaz bir boyuttadır. Hatta bazı araştırma ve tahminlere göre, 2025 yılından itibaren üç milyardan fazla insanın su kıtlığı ile yüz yüze gelmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir.</span></span>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-36733778250222531492014-03-18T13:55:00.001+02:002014-03-18T13:55:10.029+02:00Üzüme mi Sözüme mi? <div class="MsoNoSpacing">
<b><i><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #37404e;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></i></b></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><i><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;">Dilâ tahsîl edem dersen eğer zevk-i ilâhîden;</span></i></b><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><i><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;">Nasîbini alur elbet giren Bâb-ı Hüdâyî’den!..</span></i></b><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;"> </span></b></span><span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> </span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><i><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">(Ey gönül! Eğer ilâhî zevki ve onun mahiyetini tatmak
istersen, bil ki Hüdâyî Hazretleri’nin kapısından her içeri giren elbette
nasibini alır...)</span></span></i></b></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><i><span style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span></i></b></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><span style="background-color: white;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***</span></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-JI-jE2KMJF4/UygUcw5n4yI/AAAAAAAAAEs/RfDFmebFSOg/s1600/h%25C3%25BCdayi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-JI-jE2KMJF4/UygUcw5n4yI/AAAAAAAAAEs/RfDFmebFSOg/s1600/h%25C3%25BCdayi.jpg" height="220" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<i><span style="background-color: white; font-family: Tahoma, sans-serif; font-size: 10pt;"><b>Aziz Mahmud Hüdai (Kuddise Sirruh) Hazretlerinin kabri
şerifleri/türbesi...</b></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<i><span style="background-color: white; font-family: Tahoma, sans-serif; font-size: 10pt;"><b><br /></b></span></i></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>***</b></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br /></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">"Üftade hazretleri, bir kış günü talebeleriyle
dergâhta sohbet ederken, 'Taze üzüm olsa da yesek... Kim gidip Çekirge’deki
bağdan üzüm toplar getirir?' buyurur. Mevsim kış, dışarıda diz boyu kar vardır.
Talebeler, bu kışta, karda üzüm olmaz ki… Hocamıza bir şeyler oldu, istiğrak
hali görüldü galiba, neyse birazdan geçer diye düşünürler. (İstiğrak, ilahî
aşkla dünyayı unutup kendinden geçmek demektir.)<br />
<br />
Bu arada, talebelerden Kadı Mahmud, 'Bunun bir hikmeti vardır, bizim için
hocamızın sözü önemli' der. İzin isteyip Çekirge’deki bağa gider. Asmanın
birini sarsar, karlar döküldüğünde, salkım salkım üzümleri görür, bu hocamın
kerameti diyerek, bir sepet üzüm toplayıp dergâha döner. Yolda gelirken de bir
çukura düşer. Boğazına kadar su dolu bir çukurdur. Civarda kimse yoktur. Sepet
ıslanmasın diye yukarıda tutup, Cenab-ı Hakka yalvarırken, çukurun başından bir
ses gelir,<b> <i>'Ey Mahmud! Uzat
elini de yukarı çekeyim'</i></b> der. Başını kaldırdığında birinin
kendisine gülümsediğini görür. Elini uzatır. Yukarı çıktığında, bir anda o
kimseyi göremez olur. Yine sepeti omzuna alarak süratle dergâha gelir.
Talebeler hayretler içinde üzümlere bakarken Üftade hazretleri, <b><i>'Evlatlarım, biliyorum, bu mevsimde üzüm
olmaz. Maksadım üzüm değil, benim sözüme mi, yoksa üzüme mi kıymet verdiğinizi
anlamaktı. Üzüme peki diyenler kaybederler, hiç üzüm bulamazlar. Sözümüze peki
diyenler, bulsa da kazanırlar bulmasa da kazanırlar. Şunu unutmayın, dine
hizmette, hocasına hizmette, çok sıkıntı olur. Arkadaşınızın çukura düşüp,
Hızır’ın kurtarması gibi... Çile çoktur ama ecri de çoktur.'</i></b><br />
<br />
Böylece Kadı Mahmud, hocasının sözüne kıymet verip, Kadı Mahmud iken Aziz
Mahmud Hüdayi hazretleri oldu."<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><i><b>Kaynak:</b> Enver Ören ağabeyin, bir davet/yemekli toplantıda
anlattığı menkıbeden alıntıdır…</i></span><o:p></o:p></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-10531484460651402732014-01-28T14:20:00.001+02:002014-01-28T14:26:39.262+02:00Bedenin dili olur mu? İrfan Atasoy ile Beden Dili Üzerine...<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><i><span style="background-color: white; line-height: 22px;">Yabancı dil, işaret dili derken beden dili de önemli iletişim araçlarından biri. Hele ki oyunculuk eğitimi almayı düşünen bir meraklı iseniz yolunuz elbet bir gün beden dili ve diksiyona çıkacak. "Peki ama bedenin de dili olur mu canım?" diye soranlardansanız </span><a href="https://www.meraklisiicin.com/tiyatro-kurslari/uniact-studio" style="background-color: white; background-position: 0px 0px; border: 0px; color: #dd1d00; line-height: 22px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; text-shadow: none; vertical-align: top;" target="_blank" title="Uniact Studio">Uniact Studio</a><span style="background-color: white; line-height: 22px;"> eğitmenlerinden İrfan Atasoy ile yaptığımız söyleşiyi okumanızı öneririz.</span></i></span><br />
<span style="background-color: white; line-height: 22px;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span>
<span style="background-color: white; line-height: 22px;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***</span></span><br />
<span style="background-color: white; line-height: 22px;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></span>
<br />
<div class="resim_kutu" style="background-color: white; background-position: 0px 0px; border: 0px; line-height: 22px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Beden dili tam olarak nedir?</strong></span></div>
<div class="resim_kutu" style="background-color: white; background-position: 0px 0px; border: 0px; line-height: 22px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-yW0b6fCHHDE/Uuegfm887nI/AAAAAAAAAEU/IM1MxKulux8/s1600/irfantweetsweet.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-yW0b6fCHHDE/Uuegfm887nI/AAAAAAAAAEU/IM1MxKulux8/s1600/irfantweetsweet.jpg" height="320" width="237" /></a><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b>Beden dili dediğimizde aklımızda hemen şu belirmeli, "dilimin dışında konuşabilen bir vücudum var benim." Mantıkla örtüşmeyen bir şey gibi gelebilir bu size. Sadece kamera karşısında olan kişilerin değil, herkesin dikkat etmesi gereken bir mesele bu. Şöyle bir düşünün, okulda tahtaya kalktığımızda ya da bir önemli görüşmede vücudumuz kontrolümüzden kaç kez çıkmıştır kim bilir. Başımızın duruşu, ellerimizin şekli, ayaklarımız, gövdemiz… Rahatsızlığın tüm vücudumuza yayılmasını an be an hissederiz. Yani iletişimin sadece dil ile sözcüklerle olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. "Lisan-ı hâl, lisan-ı kâlden üstündür" demiş atalarımız. Ne demek bu? Aslında tam da sorduğunuz sorunun cevabı burada yatıyor. Hâl dili, yani duruşun, davranışın, hâl ve hareketlerin, söylediğin sözden üstündür. Sen ne dersen de, söze değil, hâline bakılır. Ve sözden daha tesirlidir beden dili. Oyunculuk açısından baktığımızda ise şunu net bir şekilde söyleyebilirim. İyi bir aktör/aktris eline-koluna hâkim olan ve onları kontrol edendir. İyi bir oyuncuyu ellerini nasıl kullandığı ve nereye koyduğuna bakarak anlayabilirsiniz. O kadar çok oyuncu var ki ne eline ne diline hâkim olabiliyor. Tutarsızlıklar silsilesi âdeta… Kısaca, bir oyuncunun ya da beden dili eğitimi alacak kişiye tavsiyem şu olur, "yaptığınız söylediğini tutsun, söylediğiniz yaptığını…"</span></div>
<div class="resim_kutu" style="background-color: white; background-position: 0px 0px; border: 0px; line-height: 22px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Hemen hemen her oyunculuk eğitiminde beden dili ve diksiyona yer veriliyor. Beden dili ve diksiyon oyunculuk için neden bu kadar önemli?</strong></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b>Bir önceki soruya verdiğim cevabın devamı gibi olacak bu soruya vereceğim yanıt. Çok önemli. Hem de çok. William Shakespeare'in Hamlet oyununda "Oyuncular Tiradı" vardır. Neredeyse tüm oyunculuk temrinlerinde öğrenciler çalışır bu tirada. Ezberlerler ve defalarca hocalarının karşısında oynarlar. Herkes baksın. Ve lütfen Sabahattin Eyuboğlu çevirisi olsun. Çeviri ve ahenk açısından bunu tavsiye ediyorum. Hamlet şöyle seslenir tüm oyunculara o tiradında, "Verdiğim parçayı, ne olur, dediğim gibi, rahat, özentisiz söyle. Çünkü birçok oyuncular gibi söz parlatmaya kalkacaksan, mısralarımı şehrin tellalına okuturum daha iyi. Elini kolunu da havalara savurma öyle; ölçüsünde, tadında bırak her şeyi. Yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını. (…)" Yarım sayfa bir tirad bu. Kısaca bu şekilde anlatabilirim. Ve sanırım diksiyon, güzel konuşma ve beden dilini bundan daha iyi anlatan bir şey yoktur. 16. Yüzyılda söylenmiş bu sözler. Günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyor.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Bu konularda alınan eğitimler oyunculuk dışında hangi alanlarda faydalıdır? Örneğin, bu gibi eğitimlere katılmanın günlük hayatımızdaki yansımaları neler olabilir?</strong></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b> Bu anlattıklarım sadece oyunculuk ya da kamera karşısında geçerli değil. Hayatımızın her alanını kapsıyor. İnsan, sosyal bir varlıktır. Devamlı iletişim halindedir. Ailesiyle, arkadaşlarıyla, okuldaki öğretmen ve hocalarıyla… Pazarda dahi bu böyledir. Alışveriş yaparken bile iletişim halindeyiz hep birileriyle. Bir ürün alırken o kişinin sözlerinden çok davranışlarına bakarız değil mi? Sözlerinden öte bedeninin dili, hareketleri önemlidir bizim için. Zira insanın ilk iletişime girdiği alan görseldir. Sonra sözel ve işitsel alan. Herkes kendisinin güven veren biri olarak algılanmasını ister. Ve konuşma. Görsel beden algısından sonra elbette sözler önem taşır. Güzel bir konuşma her zaman ilgi çeker ve dinlenilir kılar insanı. Güzel, tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır. Hakikaten öyle. Kelîmeleri doğru telaffuz etmek, sözcük haznesinin geniş olması ve düzgün bir konuşma sizi diğer insanlardan ayrıcalıklı kılacaktır.<br style="border: 0px;" /><br style="border: 0px;" /><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Diksiyon eğitiminden neler beklemeliyiz?</strong></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b>Diksiyon, yani güzel konuşmadan beklentilerimizi, kullanacağımız bağlama göre değerlendirebiliriz. Kimisi bu işe gönül vermiştir. İletişim alanında faaliyet göstermek istiyordur. Kimisi oyuncu olmak. Kimisi işadamı/işkadınıdır. Diksiyon bilgisine sahip olmak sizi herkesin önünde görünmeyen bir şekilde hep bir adım önde tutacaktır. Diksiyon eğitiminden beklentileri bizler genelde sınıflarımızda katılımcılarımızın taleplerine göre şekillendiriyoruz. Ve o şekilde eğitimimizi sürdürüyoruz. Öğrencilerimizle birebir ilgilenip bu konuda yetkin insanlar haline getiriyoruz. Hayatının her alanında diksiyonun faydasını görmelerini sağlıyoruz.<br style="border: 0px;" /> <br style="border: 0px;" /><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Sizin bir de sunuculuk ve spikerlik geçmişiniz var. Bu alanlarda meslek edinmek isteyenler nereden başlamalılar?</strong></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b>Halen de devam ediyor bu işlerim. Herşeyin başı okumak. İlla okumak. Okumazsan konuşamazsın. Konuşursun ama pek dinleyenin olmaz… Ben kendimi bildim bileli okuyorum. Gerek kitap gerekse okul bağlamında. Öğrencilik hayatım hiç bitmedi. Bitmesini de hiç istemem. Beşikten mezara kadar demişler, öyle değil mi? Elektronik'ten sözel alana geçiş yaptığımdan bu yana kurslar, yarı zamanlı konservatuvar eğitiminin yanı sıra Halkla İlişkiler, İletişim Tasarımı Sinema-TV oyunculuğu ve Türk Edebiyatı yandal mezuniyetlerim var… Şu an Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Tasarımı Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimim devam ediyor. Ayrıca Felsefe lisansta ikinci sınıfa geçtim. Bunun dışında çeşitli kongrelere katılıp alanıma dair sunumlar yapıyorum. Bazı üniversitelere konuk öğretim görevlisi olarak gidip deneyimlerini paylaşıp ders veriyorum. Ulusal ve uluslararası tüm etkinlikleri mutlaka takip ederim. Her organizasyonda bulunmaya çalışıyorum. İstanbul Tasarım Bienali vardı. Uluslararası bir sanat etkinliği. Burada kusurluluk ile alâkalı bir performansım sergilendi 2012 senesinde, Kaosun Cazibesi adıyla. Güzeldi. Öğrendiklerim de zâyî olmasın diye Uniact Studio'da paylaşımlarda bulunuyorum. Bir öğretmen-öğrenci üslubuyla değil de sanki sohbet edermişçesine. Gelirlerse bekleriz. Güzel paylaşımlarımız oluyor… Bu arada da, unutmadan,<a class="takip" href="http://atasoyirfan.blogspot.com.tr/" rel="nofollow" style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: #dd1d00; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; text-shadow: none; vertical-align: top;" target="_blank" title="İrfan Atasoy Blog sayfası">www.atasoyirfan.com </a>adresinden de yazılarımı yayınlıyorum.<br style="border: 0px;" /> <br style="border: 0px;" /><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Uniact Studio'daki Diksiyon eğitiminde öğrencilerinize ilk neleri öğütlüyorsunuz?</strong></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b>Öğrencilerimle öncelikle kısa bir sohbet ederim. Hedeflerini öğrenmeye çalışırım. Aslında bizim işimiz biraz da rahatlatıcı seanslar gibi geçer. Yani şöyle açıklayayım, kendinin farkında olmasını sağlamalısınız öğrencinin. Amaçları nelerdir, neden şu an sınıfta, hangi etkenler onu buraya getirdi gibi… Bu iş çok kolay derim. Herkes yapabilir. Asıl zorluk da burada başlar. Zoru geçen kolaya ulaşır. Kolaylık da sabırdan geçer. Ancak kabiliyeti olanlar bir adım öndedir. Okumaktan öte yazmak ve yazdığını sadeleştirip ezbere sanki o an anlatırmışçasına, irticalen, doğaçlama konuşma yapıyormuşçasına gerçekleştirmeleri gerekir. Güzel konuşmak bazan insanı sıkar. Şaşırmayın. Hakikaten öyle… Ama güzel konuşmaya hitâbeti katarsanız, jest ve mimiklerle, yani beden diliyle birlikte dinleyiciyi bunaltmadan saatlerce kendinizi dinlettirebilirsiniz. Oku, düşün, yaz, konuş… Aşamalarımız bunlar. <br style="border: 0px;" /> <br style="border: 0px;" /><strong style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: top;">Eğitiminizle ilgili olarak televizyonda ve radyoda sizi rahatsız eden Türkçe ve dil bilgiisi hataları var mı, en çok neler dikkatinizi çekiyor?</strong></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="border: 0px;" /></b>Nereden başlamamı istersiniz. Ekmeğimizi buradan yiyoruz desem yeridir… Şaka bir yana, hakikaten bu konudan en muzdarip olanların başındayım. Dil konusunda çok hassasım. Dolambaçlı, ağdalı anlatımlardan, kişilerin anlamadığı dilden yazıp konuşanlardan, deyim hataları ve söylemlerinden bıktım. Şimdi "Şırnak'ın derken yazıldığı gibi okuyacaksınız", "Şırnağın" değil ya da "Cemil Çiçek'in" derken "Cemil Çiçeğin" demenizde bir mahzur yoktur demeyeceğim. "İletişimin tamamlanması" tezim var. Hep bunu anlatıyorum. Yani benim mesajımı alıcı, anlamı bozulmadan alıyorsa "Şırnak'ın" derken de "Şırnağın" derken de o ilden bahsettiğimi anlıyorsa mesele yoktur. Mesaj alıcıya ulaşmıştır. Mesele kulağa hoş gelmesi, ses ahengidir. Tabii ki istisnalar var. Onlara değinmiyorum. Bu işte bu kadar kasıntı olmamak lazım. Bunlar hata değil. Fakat bu işin duayenleri dediğimiz kişiler kendi statükolarını devam ettirebilmek adına bize devamlı tabu gibi kelimelerin nasıl söylenmesi gerektiğini, âri Türkçe kullanılmasını gerektiğini dikte ettiler. Şapkaların kalktığını söyleyenler bile oldu. Hatırlarsınız, "Karımızı sizinle paylaşıyoruz" diye reklamlar vardı. "Karlı işler…" Yağmurlusu da var mı? Neyse, maalesef bu böyle. Bırakın benim kuşağımın, sadece bir kesimin anlayacağı takunya sesli kelimeleri haberlere soktular. Tuttu mu? Tutmadı. Zira dinleyici ve izleyici her daim kontrolördür bizler için. Aldatamazsınız. Direkt ikaz eder, yakalar. Misal, son zamanlarda yakaladığım kullanım ve söylem hatalarını aktarayım size: "Bilinmeyen sır, Beklenmeyen kaza, KPSS sınavı, Geri iade, Servis hizmeti, Full dolu, İlk başlangıç/tanışma, Boşuna israf, Arka fon, Nüans farkı, Yanlış hata…" ‘Beklenmeyen kaza' diye bir yazı dahi yazdım. "Dâhi" değil, "dahi" bu arada!.. Uniact Studio'da sadece diksiyon ve güzel konuşma değil, dil bilgisi aktarımlarım da olduğundan öğrencilerim bu açıdan da şanslılar…</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><i><u>İrfan Atasoy kimdir?</u></i></b></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">İstanbul'da doğdu. 2000 yılında bölgesel bir radyoda yayıncılık hayatına adım atıp kültür-sanat, şiir ve edebiyat programları yaptı.<br style="border: 0px;" />2001 yılında TGRT FM'e transfer oldu. Çeşitli programlarda prodüktörlük, sunuculuk ve yönetmenlik görevlerinde bulundu. Ayrıca 2003 yılında Haber Merkezi'ne terfi ederek 17:00 ve 19:00 ana haber ile saat 22:00'de yayınlanan Günün Ardından haber programıyla sektörde önemli bir yer edindi. 2006 yılından itibaren ise ana haber bülteni hazırlaması ve sunumunu yaptı. Hâlihazırda TGRT FM'de hafta içi sabah kuşağında Merhaba Türkiye programını hazırlayıp sunmakta ve Haber Merkezi'nde editör-spiker olarak görevine devam etmektedir. Bu arada TGRT FM Drama Birimi'nde Radyo Tiyatroları ve Arkası Yarın'larda görev almayı sürdürmektedir.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="border: 0px;" />İrfan Atasoy, 2001-2003 yılları arasında İ.B.B Gösteri Sanatları Merkezi'nde Devlet Tiyatrosu, Şehir Tiyatroları ve konusunda söz sahibi oyuncu ve yönetmenlerden oyunculuk, 2003 yılında ise Kuşdili Eğitim Merkezi'nde Diksiyon-Spikerlik-Sunuculuk eğitimi aldı.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="border: 0px;" />2005 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü'nden mezun olup aynı yıl İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim Tasarımı (Sinema-Tv Oyunculuğu) bölümüne girdi. 2009 yılında İletişim Tasarımı'ndan iyi dereceyle mezun oldu.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="border: 0px;" />Aynı üniversitede Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Edebiyatı alanında da Yandal yaptı. Halen İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Tasarımı Ana Bilim Dalı'nda Yüksek Lisans eğitimini sürdürmekte ve Anadolu Üniversitesi'nde de Felsefe Bölümü'nde eğitimine devam etmektedir. Birçok etkinlikte konuşmacı ve Üniversiteler'de konuk eğitmen olarak ağırlanan Atasoy, akademik alanda ulusal ve uluslararası kongre ve konferanslarda da bildiriler yayınlayıp sunumlar yapmaktadır. İrfan Atasoy, günümüz dünyasında "postmodern eğilimler ve problemleri" üzerinde çalışmalarına devam etmektedir.<br style="border: 0px;" />2001 yılından bu yana birçok tiyatro oyununda rol alıp çeşitli oyunlarda rejisörlük yapan Atasoy, tiyatro çalışmalarının yanı sıra kısa filmlerde de görev almaktadır. Son olarak Kanal D'de yayınlanan "Ceza Mahkemesi" adlı sitcom ile polisiye dizi "Gece Gündüz"de rol almıştır.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="border: 0px;" />İrfan Atasoy'un sinema, dizi, tiyatro ve radyo-televizyon programları üzerine projeleri sürüyor. Kongreler, açılışlar, fuarlar ve panellerde sunuculuk ile birlikte Türkiye çapında tanınan bir Voiceover da olan İrfan Atasoy, belgesel, tanıtım filmi, reklam ve televizyon programlarına sesiyle hayat verip dublaj yapmaktadır.<br style="border: 0px;" />Ayrıca <a href="https://www.meraklisiicin.com/tiyatro-kurslari/uniact-studio" style="background-position: 0px 0px; border: 0px; color: #dd1d00; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; text-shadow: none; vertical-align: top;" target="_blank" title="Uniact Studio">Uniact Studio</a> kadrosunda Beden Dili ve Diksiyon eğitmeni olarak yer almaktadır.</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***</span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<i style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; line-height: normal;"><span style="line-height: 22px;"><b>(28.01.2014 tarihli meraklisiicin.com sitesine verdiğim röportajdan...)</b></span></i></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; line-height: 22px;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px;">
<i><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; line-height: 22px;"><b>Kaynak:</b> </span><span style="background-color: transparent; line-height: 22px;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">https://www.meraklisiicin.com/blog/bedenin-dili-olur-mu-irfan-atasoy-ile-beden-dili-uzerine-bir-soylesi</span></span></i></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-88991932024912173972013-12-30T13:09:00.000+02:002013-12-30T13:09:15.360+02:00Noel ve Noel Baba Gerçeği...<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">"Noel, Noel Baba, Christmas, Yılbaşı..." </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Gerçekten ne
olduğunu biliyor muyuz? </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-uVLGg2xtlHE/UsE29esXBNI/AAAAAAAAAEE/QNI8MMs0vh8/s1600/untitled.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://2.bp.blogspot.com/-uVLGg2xtlHE/UsE29esXBNI/AAAAAAAAAEE/QNI8MMs0vh8/s320/untitled.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Mîlâdî yılbaşı, Hristiyan olmayan başka birçok ülke
gibi bizim ülkemizde de, Hristiyan batı ülkelerindeki gibi karşılanıyor ve
'bizden'miş gibi kutlanıyor. Peki bu doğru mu? Her yıl yeni mîlâdi sene yaklaşırken notlarımı karıştırır, konuyla ilgili neler yazılmış bakarım. Bu sene de araştırdım ettim. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Milâdî yılbaşı, Hristiyan alemince (ulü'l-azm bir peygamber olan) Hazreti İsa'nın doğum yıldönümü olarak biliniyor. Böyle bir yıldönümü için tercih edilen, sergilenen etkinlikler, davranışlar hiçbir şekilde bir peygamberin saygınlığı ile bağdaşmıyor. Çünkü bu etkinlikler, yılbaşı dolayısıyla içine girilen bu psikoloji; yeni bir yılı idrak etme sebebiyle gülmek, eğlenmek; beklentilerin gerçekleşmesini ümit etmek; ziyaretler yapmak, hediye alıp vermek gibi masum duygu ve çabaları çok aşıyor. Ölçüsüz ve sınırsız alkol tüketildiği, kumar tutkusunun zirveleri aştığı, bunlara bağlı, bunların sonucu olan olumsuzlukların zirvelere çıktığı bir zamanı tasvir ediyor. Günümüzde yılbaşı dolayısıyla yaşanan bu olumsuzlukları eleştirmek, "gericilikle", "çağdışılıkla" yaftalanmayı göze almayı gerektiriyor. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Konuyla ilgili uzun uzadıya yazı yazmak yerine iki önemli Türk münevverinden iki güzel kaynak buldum. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bunlardan biri yazar ve devlet adamı, eski Millî Eğitim Bakanlarımızdan Hasan Âli Yücel; diğeri şair, yazar, öğretmen -bayrak şairimiz- Arif Nihat Asya'dır. Bu iki Türk aydınının </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Noel ve Yılbaşı yazılarını güzelce tasnif ederek aşağıda sizlerle paylaşıyorum...</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> ***</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Not: Hasan Âli Yücel'in <b>"Noel ve Yılbaşı"</b> 1940'larda, Arif Nihat Asya'nın<b> "Noel Baba"</b>1960'larda
kaleme alınmıştır. Güncelliğini hâlen koruyan bu iki yazıyı sizlerin dikkatine
sunuyor ve takdirinize bırakıyorum...<br />
<br />
***<br />
<br />
<b>NOEL VE YILBAŞI - (Hasan Âli Yücel)</b><br />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br />
<!--[endif]--><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Hemen bütün dünyanın kullandığı <b>mîlâdî tarih,</b> bundan birkaç yıl önce, tamamıyla pratik hayat
bakımından kabul edildikten sonra, kânunusaninin (Ocak ayının) biri,
hafızalarımızda iz tutan bir gün olmaya başladı. Şehirlerimizde birçok aileler,
yeni yılı kutlamak için evlerde, dışarıda güzel toplanmalar yapıyorlar.
Yiyerek, içerek, gülerek, eğlenerek hayatlarının bir senesini bitirip yeni yıla
giriyorlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Bu eğlencelerin</b>,<b> </b>ne
Hazreti İsa ile, onun doğuşu ile, ne de Noel baba ile hiçbir alâka ve
münasebeti yoktur. Bunlar, sadece yeni yıla neşeli girme arzusuyla ve eski
yılın aynı şekilde geçirilmesi dolayısıyla yapılmış <b>birer eğlenceden </b>başka bir şey değildir. Yılbaşının Türkün
layık ruhunda kendi geçirdiği bir yılın geçireceği bir yıla girişinden başka
hiçbir manası olamaz. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Gazetelerde bazı müesseselerimizin yaptıkları çocuk
müsamerelerinde </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Noel babayı, </b><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">başında </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">kürklü</b><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"> </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">külahı</b><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">, sırtında </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">gocuğu</b><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">,
elinde </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">değneğiyle</b><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"> temsil
ettiklerini gördüm. Bizim an'anelerimizde </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Noel baba </b><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">diye bir şahsiyet bilmiyorum. En eski bir tarihin
sahibi olmakla beraber, Türk'ün her yılı, bir evvelkinden daha genç olarak Türk
yavrusunun hayaline girmelidir. Kamburu çıkmış, soğuktan donmamak için deriden
elbiseler giymiş, süpürge sakallı semboller bizde yoktur. Bizim 'Ay Dede'miz ne
kadar güler yüzlüdür; neşesinden yanakları elma gibi tortop olmuş, onun kadar
taze ve canlıdır. Biz böyle tanıdık çehreler isteriz ve çocuklarımızın böyle
güler yüzler görmeye alıştırılmasını bekleriz.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Esasen Avrupalılar, Hazreti İsa'nın doğumunu, doğduğundan
dört asır sonra kutlamaya başladıkları zaman, mahiyeti tamamıyla dinî olan bu
törene kendi an'anelerini sokmaktan geri durmamışlardır. <b>Noel babanın giyinişi, soğuk ülkelerin,
karlı buzlu diyarların hatırasını taşır.</b> Hıristiyanlığın çıktığı
yerlerde <b>kürke</b> <b>ihtiyaç </b>olabilir miydi? Eğer dediğimiz
gibi, <b>putperest an'aneler bu işe
karışmasaydı,</b> Noel ağacı, <b>zeytinden</b> olmalı
idi. Noel baba ve onun telli pullu ağacı, <b>bir cenuplu (güneyli) hayalinin mahsulü değildir, ancak bir şimallinin
(kuzeylinin) ortaya çıkardığı sembol olabilir.</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Halbuki Türk muhayyilesi (hayal gücü) böyle şeylere
alışık değildir. Türk gerçekçidir. Hayallerinde bile hakikat gizlenir. <b>Uydurma şeylere inanma alışkanlığı onda
yoktur. </b>Her şeyi olduğu gibi görür ve öyle görmek ister. Onun bu
alışkanlığını bozacak her şey yanlıştır, fenadır. Türk çocuğuna şeker, oyuncak
ve yemiş getiren, Noel baba değil, kendi öz babasıdır. Onun doğru bildiği şeyi
yanlış öğretmeye kalkamayız.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"> ***<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>NOEL BABA - (Arif
Nihat Asya) </b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br /></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>-Yılbaşı neyimiz
olur? diye soruyorum. Fakat,</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">-29 Ekim'imiz midir, 30 Ağustos'umuz mudur, Şeker
Bayramı'mız mı, Kandilimiz mi, Kurban Bayramı'mız mı? diye sual açmak da yersiz
olmazdı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Biz muharremlerle, martlarla başlayan yıllar da
biliriz... ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle
kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Memleketimize, herhalde, Beyoğlu'ndan giren, Haliç'i
atlayarak Fatih'lere, Aksaray'lara, sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce
Kadıköy'lere, Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu
bunak neyimiz olur: <b>Babamız mı,
dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi?</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her
yeri bilen, her yere uğrayan <b>bu
moruk kimdir, necidir?</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bir resmine bakarsanız <b>Havarilere</b>, öteki resmine bakarsanız <b>Rasputin</b>'e benzeyen <b>bu
iskambil papazı, </b>aramızda nenin nesidir... <b>bunu hiç merak ettiniz mi?</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: <b>O Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç
artığıdır.</b> O zaman <b>silahla
giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak
girebiliyor.</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>O evimize girerken
eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit'tir... </b>Kardeşlerini
Mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><u><i>(<b>Piyer Lermit: </b>[1050-1115] Fransız dini kişiliği. </i></u></span><u style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>Hıristiyanları, Müslümanlara karşı -Haçlı Seferlerine- savaşa sürükleyen
Fransız vaiz. Kaynak: Vikipedia)</i></u></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">O, adıyla sanıyla bir <b>misyonerdir</b> ki, şu memlekette <b>ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş..</b>. ve bizi
avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; <b>çocuklarımızdan</b> başlamıştır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz,
fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi?<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bırakın onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince
gördünüz... sakalı elimde kaldı ve altından <b>Lüsifer</b> çıktı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><i>(<b>Lucifer: </b><u>Hıristiyan inanışında genellikle şeytanı tasvir etmek için kullanılan isimdir. Kaynak: Vikipedia</u>)</i></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><i><br /></i></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: large; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bilirsiniz ki <b>casuslar</b> da
kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin, yahut
bırakın: Haç'ında çarmıha gereyim onu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa
çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak bir şeyimizi çalmıştır!<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-5824302733631899532013-10-15T13:23:00.002+03:002013-10-15T13:23:52.776+03:00Bu bir "Kurban Bayramı" yazısıdır. "Ne verdinse odur dahî nemiz var..."<div style="background-color: white;">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Acaba yaşımız ilerledikçe geçmişi daha mı çok arar olduk? Yoksa geçmişteki hasletleri şimdi, sözümona, gözardı ettiğimizden mi bu hale geldik?</span><br /><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Her bayram olmasa da manevi bütün günlerde bunu düşünürüm. 'İnsanda hayallerin yerini hatıralar almaya başladıysa yaşlılık başlamış demektir' diye bir söz var. Oysa ben bu hatıralarla doğdum. Bu hatıralarla yaşadım ve bu hatıralarla sürdürüyorum hayatımı. Beni mutlu kılan şeylerdir bunlar; içimi ferahlatan, beni benden alan...</span><br /><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Bayramların havası bir başkadır. Yemek yemeyi sevdiğimden ötürü biraz buna değinmek istiyorum.</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Bayram öncesi açılan baklavalar, baklavanın fırında pişmesi ve o güzelim hamurun hafif yanık kokusu ne enfestir! Eve ayağınızı bastığınızda bir huzur kaplar içinizi. O koku evin dört bir köşesine sinmiştir. Şimdi Kurban Bayramı'nı kutladığımızdan Ramazan-ı Şerif'in yemeklerle bezeli o güzelliğine değinmeyeceğim.</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Babanızla gittiğiniz hayvan pazarları bir başkadır mesela. Hatırlarım da bir bayram mahzun mahzun otururken kanepenin bir köşesinde, babam, fıtrat itibariyla sert fakat, müşfik sesiyle; "hadi İrfan, kalk. Kurbanlık bakmaya gideceğiz, hazırlan" demişti. O anki sevincimi hâlâ hatırlarım. Nasıl unuturum ki? Alacağınız hayvan küçükbaş ise hayvanın dişleri, ayakları ve arka üst tarafından kavrarsınız hayvanı, hafifçe sıkarak etli mi yağlı mı olduğunu anlarsınız hemencik. Boynuzları kaç defa dolanmış? Bunları sayarak da iki mi, iki buçuk mu anlayıverirsiniz yaşını. Pazarlık yapılır, kurbanlık alınır. Kaparo verirsiniz. Adınızın ve soyadınızın ilk harfleri yazılır kurbanlığın üstüne. Hep R.A yazarlardı. Sanırım benim mahzun olduğum sene İ.A yazılmıştı mübarek hayvanın üstüne. Bütün bunlar halledildikten sonra anne de daha vakit kaybetmeden kınayı eline alır koşar çitlerle çevrili kurbanlıkların yanına. Kına yakar kurbanına. Tevriye ve Arefe günleri de ayrı bir inşirahtır. Daha Zilhicce ayının başlamasıyla birlikte atmosferdeki o uhrevî havayı hissedersiniz ruhunuzda.</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Hele hele her bayram sabahı daha güneş tan yerini ağırtmadan </span><br />
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">babam ile gittiğim bayram namazları hâlâ heyecanlandırır beni. O sabah tekbirlerle yolunu tuttuğunuz caminin yolu daha bir uzasın, tekbirler daha bir toplansın istersiniz. Bu sesler gökkubede daha bir yankılansın diye de dua edersiniz bir taraftan. Babanız bir adım önde, siz bir adım geride. Aslında ne kadar güzel bir terbiyenin örneğidir bu, ne kadar güzel bir hasletin!.. Camiden gelen Kurân-ı Azimüşşân'ın kalplere sirayet edişi ile birlikte yeryüzüne inen o enfes kokuyu derinlemesine ciğerlerimde bir güzel sindiririm ancak gökyüzüne bırakmak istemem. 'Bende kalsın. Hep benimle olsun. O maneviyat uçup gitmesin bedenimden' derim. Camide getirilen tekbirler, o seslerin daha uzak muhitlerden duyulması tüylerinizi diken diken eder, gözleriniz yaşarır. Müminlerin suretlerindeki saadetler ayrı bir tat verir insana. Tanıdık tanımadık herkes bayramlaşır. Elleri öpülür, harçlıklar verilir, camiye yardım yapılır, yoksullar sevindirilir. Camiden çıkışta ise sizleri yine o güzelim hava bekler. Hava yağmurlu da olsa karlı da olsa o atmosfer ruhundan hiçbir şey kaybetmez. Yine derin bir nefes çeker, havayı teneffüs edersiniz. Yarım kalmış bir anın devamıdır sanki zaman o anda. Yine güleç yüzlerle selamlaşır, eve varırsınız. Ev halkı zaten güneş doğmadan önce ayakta olur. Eve varır varmaz aile içi bayramlaşmadan sonra kahvaltıya geçilir. Kurban Bayramı olduğundan kahvaltı biraz acele yapılır. Sonrasında kurbanı kesmek için yola koyulur. Kurbanlığı yatırırken çektiğiniz zahmeti, keserken çekmezsiniz. Herkes kesimin zor olduğunu söyler. Yanlıştır. Tekbir getirilirken ve boğazı okşanırken o mübarek hayvanın teslimiyetini görmek, İslamiyeti özümsemektir aslında. İslamiyet de boynunu büküp teslim olmak değil midir icâbında? 'Acaba bu mübarek kurbanlık gibi biz de tam bir teslimiyet içerisinde miyiz?' diye soradururum kendime o an! </span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Kurban kesilir. Sağ taraf konu komşu, ihtiyaç sahibine, solu ise eve ayrılır. O kavurma da ayrı bir tat ve haz verir insana. Ama kavurma kendi yağında pişecek. Dışardan bir katkı olmayacak. Neyse, bütün bunlar olur biter. Eş, dost ve akraba ziyaretleriyle geçer dört gün. O dört gün ne güzel gündür.</span><br /><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><em style="line-height: 21px;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Ayrı olsa da bu kervanda şimdilerde cesedimiz</span></em><br /><em style="line-height: 21px;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bir gün tek çıkış o'dur, biz de iltihak ederiz</span></em><br /><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><i><br /></i></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ve sonlarına doğru bir hüzün. Bitmesin. Bitmesin ki huzur hep yanımızda kalsın. Bayram sonrasında bayramda yaptıklarımız unutulmasın. Yine çekiştirmeler, birbirinin ardınca kuyu kazmalar, çekememezlikler, iki yüzlülükler, birbirinin ardından konuşmalar, kalp kırmalar, şu üç günlük dünya için yaptıklarımız... Yaşanmasın!.. Ve dahi unutulmasın geçmiştekiler. Bizi bugünlere getirenler. Ve dahi unutturmayalım bizden sonraki gelecek nesillere bu hasletleri. Ne olursa olsun, ister teknoloji ister uzay çağı, bu hasletler yaşayacak. Şimdi diyeceksiniz 'peki yaşanıyor da bu özleyiş, hasret niye?' Haklısınız. Bu bayram da aynı şeyleri yaşayacağım, yaşatacağım; alanı, vereni, hakîkati...</span><br /><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Demiyor mu ki Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri;</span><br /><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Alan sensin veren sensin kılan sen</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ne verdinse odur dahi nemiz var</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Hakîkat üzre anlayıp bilen sen</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ne verdinse odur dahî nemiz var</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Tutan el u ayak senden gelüpdür</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Gören göz u kulak senden gelüpdür</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Efendi dil dudak senden gelüpdür</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ne verdinse odur dahî nemiz var</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Hudâyâ biz bu zâtı kanda bulduk</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Neye ef'âl sıfâtı kanda bulduk</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Fenâyı yâ sebâtı kanda bulduk</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ne verdinse odur dahî nemiz var</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Bizim ahvâlimiz ey Hayy-u Kayyûm</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Cenâb-ı Pâkine hep cümle mâlûm</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Buyurdun oldu illa kaldı mâdûm</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ne verdinse odur dahî nemiz var</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 21px;"><br /></span></span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Hüdâyî'yi sen eriştir murâda</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Senindir çünkü hükm arz u semâda</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Efendi dahli yok ğayrın arada</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;">Ne verdinse odur dahî nemiz var</span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;"> </span><br /><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 21px;"> Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öper, dua ederlerken bizleri de unutmamalarını istirham ederim. Her gününüzün bayram gibi geçmesi dileğiyle; Kurban Bayramınız Mübarek Olsun...</span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-28800920348226955112013-08-26T17:02:00.000+03:002013-08-26T17:02:43.996+03:00Gel, bir garip derviş ol ey gönül…<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Gel, bir garip derviş ol ey gönül</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Eyleme temâşâ necis ile kaplı şu hayâle<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Anla ki cilvesiyle eder seni dîvâne <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Gel, bir garip derviş ol ey gönül<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Sermâyen olsun rıza-î ilahiyle bir dua<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">İstememezlik etme âb-ı hayattan bir damla <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bil ki, aradığın dervişlerdedir o servet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Gel, bir garip derviş ol ey gönül<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Kim ki bilir cem-i zıddeyn muhaldir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bir kalpte iki sevgi gönüllere ihanettir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Arzula sen de her daim ebed-i saadeti<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Gel, bir garip derviş ol ey gönül<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Aç ellerini gözyaşlarıyla semâya<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Dua et sen de o bir Allah’a <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Tövbe de etmeli gerekli elbet bu yolda<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Gel, bir garip derviş ol ey gönül<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Nefsin seni uygunsuz işlere alet etmeden<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Evvelâ hayırlarla meşgul eyle sen nefsini <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Ve dahi sabreyle ne gelirse bil ki o haktan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Gel, bir garip derviş ol ey gönül</span><o:p></o:p></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-57088576258577507142013-08-08T12:22:00.000+03:002013-08-08T12:22:20.439+03:00 Hiç olmazsa bir tebessüm...<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Ramazan bayramınız mübarek olsun... </span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;">Bugün, sevinçlerin olduğu kadar kederlerin de paylaşıldığı bir gün. Ortak paydalarda buluşmanın, güler yüzlü olmanın zamanı. Küskünlük zincirlerinin kırılıp özgürlük bayrağının göndere çekildiği bir gün. Bugün "Ramazan Bayramı." </span><br />
<span style="font-size: large;">Tatlanan ağzımızdan kelimeler bir bal gibi akmalı. </span><br />
<span style="font-size: large;">Harflerden süzülmeli şerbeti. Ve dahi unutulmamalı unutulanlar! Unutulmamalı yetimler, boynu bükükler. Bugün merhametli bir birey olmak için yarışmalı. 'El öpenlerin çok olsun...' derken çocukların avuçlarına birkaç kuruş sıkıştırmalı.</span></div>
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"></span><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"></span></span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Sevmeli, sevindirmeli. Bir elmanın iki yarısının birleştiği gündür bugün. Hatırlayın unuttuklarınızı ve hatırlatın kendinizi ona. Gidin ve bayramını tebrik edin.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Hiç mi vaktiniz yok oturmaya? Gidin, o kişinin kapısını çalın ve bir 'merhaba' deyin. O da mı olmadı. Mesaj atmak yerine telefon açın ve mütebessim sesinizle tebrik edin bayramını. Bakın, o zaman daha güzel olacak. O zaman bir şeyleri anımsayacak ve unutmayacaksınız. Yüreğinize düşerken sevginin damlaları, kaçırmayın; sarıp sarmalayın aklınıza kim geliyorsa.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Hayattakilerle mi sınırlı ziyaretlerimiz? Elbette değil, olmamalı. Ebedi istirahatgâhınıza gitmeyi deneyin, alışın mekânınıza. Toprak kokusuyla çam kokusunun eşsiz esansını çekin ciğerlerinize ki bir gün toprakla yekvücût olduğunuzda yabancı kalmayasınız. Vefat eden yakınlarınızı, şehitlerimizi ziyaret edin. Olacak olanı olmuş bilmek için gidin mezarlara, ebedi evinize. Ziyaret edin ve bir fatiha onbir ihlâs okuyun geçmişlerinizin ruhuna. Siz onları göremeseniz de onlar sizleri görecek, verilen selamı alacak ve sizleri işitecek. İnanın!..</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Hatırlıyorum da (o günden sonra unutmadım) bir dua vardı, bir kabri ziyaret ederken okunan. Ve o duanın bende bıraktığı iz. Zira o duayı okuyunca 'vefat edenin azabı kıyamete kadar kaldırılır' deniliyordu. Dua şöyleydi: "Allahümme inni eselüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselam en la tüazzibe hazelmeyyit."</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Hadi herşeyi geçtim, hiç olmazsa (kim olursa olsun) bir tebessümü esirgemeyin. Paranız mı yok, tebessüm edin, sadaka dağıtın dört bir yanınıza. En azından bu üç günü güzellikler içinde geçirelim. Birlikteliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde bizi bize düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyelim.</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">
<span style="font-size: large;">Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden muhabbetle öper, Ramazan bayramınızı en kalbi duygularla tebrik ederim. Daha nice nice bayramlara...</span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-80890141158674878352013-06-16T14:18:00.000+03:002013-06-16T14:28:14.514+03:00Kuşların bizlere söyledikleri…<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Kuşlar… Onlar hep umut olmuştur bize. Ne zaman görsek bir
kuşu, hemen şairane bir havaya bürünür ve mutlaka bi’şeyler deriz. Hele hele penceremize balkonumuza yuvamıza yuva yapan kuşlara ayrı bir hassasiyet gösteririz. Farklı bir merhamet kaplar içimizi onlara dair. Ve hep
söyleriz şu sözü; “kuşların da dili var. Bizlere kim bilir neler anlatıyor,
aralarında neler neler konuşuyorlar…” </span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-UdlSD8PhAhg/Ub2hKvGap7I/AAAAAAAAAD0/Ec5mm0INvjw/s1600/kumruuu.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="185" src="http://2.bp.blogspot.com/-UdlSD8PhAhg/Ub2hKvGap7I/AAAAAAAAAD0/Ec5mm0INvjw/s320/kumruuu.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Her kuş her cins ayrı bir iletişim
aracıyla kendini ifade etmeye çalışıyor. Nebâtat ve hayvanâtın da aynı şekilde bir dili olduğunu düşünürüm. İlla ki bizlere bir şeyler diyorlar ve yaratıcısına onlar da şükrediyorlar. Ben hep manevi bir yönü olduğunu ve
mutlak kendilerince zikrettiklerini düşünürüm onların. Tabii ki aralarında başka
şeyler söyledikleri de rivayet olunur. Bunun için kendi çapımca ufak bir
araştırma yaptım. Kuşlar bizlere neler diyor, anlamasak da zikrettiği şeyler
nedir, n’olabilir diye... Şöyle ki, bir kaynaktan alıntıladığım bilgi Süleyman aleyhisselam
ile ilgiliydi. İmam-ı Begavi hazretleri, Kab-ül-Ahbar hazretlerinden naklederek,
Süleyman aleyhisselamın bildirdiklerini şöyle ifade ediyor:</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bazı kuşlar öterken derler ki:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Tavus kuşu: </b>Cezalandırdığın
gibi cezalandırılırsın.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Hüdhüd:</b> Merhamet etmeyene
merhamet olunmaz.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Göçeğen: </b>Ey günahkârlar, Allahü
teâlâdan af ve mağfiret isteyin!</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Kaya kuşu:</b> Her canlı ölecek,
her yeni eskiyip çürüyecektir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Kırlangıç: </b>Ne yaparsanız, onu
bulursunuz.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Güvercin:</b> Yeri göğü mahlûkatla
dolduran Rabbimi, noksan sıfatlardan tenzih ederim.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Kumru:</b> Sübhâne Rabbiyyel-a’lâ.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Karga: </b>Allahü teâlâ her şeyi
helak edecektir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Kustat kuşu: </b>Susan, başına belâ
ve musibet gelmesinden kurtulur.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Papağan: </b>Düşüncesi dünya olan kimseye
yazıklar olsun!</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
<b>Doğan:</b> Sübhâne Rabbî ve
bihamdihî.</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span>
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-M_gtwfBa3NE/Ub2gZldHoDI/AAAAAAAAADo/hmgpaorLQyA/s1600/kuslar.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="229" src="http://3.bp.blogspot.com/-M_gtwfBa3NE/Ub2gZldHoDI/AAAAAAAAADo/hmgpaorLQyA/s320/kuslar.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Sanırım bundan sonra bu kuşlara ve diğer kuşlara, “öterken acaba neyi zikrediyor”
diye düşünürüz. Çözmeye çalışırız o “kuş dilini.” Tabii ki bu kuşların
ötüşleri, konuşmaları, yalnız bu sözlere ve mânâlara mahsus olmasa gerektir. Zîrâ,
Kur’an-ı Kerim’de Neml suresinde meâlen, karınca ve hüdhüd'ün konuşmalarının
bildirilmesinden, ihtiyaca göre öterek ses çıkardıkları, konuştukları bildirilmektedir.
Bizim derecelerimiz onların seslenişlerini tam manasıyla düşünmeye çözmeye elverişli
olmasa da en azından “tefekkür müessesesi” için paha biçilmez bir fırsattır diye düşünüyorum. Bir an bile olsa "tefekkür" hepimize iyi gelecektir tabiata bakınca... Beni en çok etkileyen ve en çok sevdiğim kuş ötüşlerine gelince; Kırlangıç,
Güvercin, Kumru ve Papağan… Peki ya sizinki hangisi?</span></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br /></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-8602079146591544202013-05-23T16:39:00.001+03:002013-05-23T16:39:10.784+03:00Bir gün özgür kalacağım...<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">Hayatın bazı durakları vardır. Bunları siz belirlersiniz. Zamanı gelince
ya yıkar ya tamir eder ya da o durakların daimi bekçileri olursunuz.
Kalıcıysanız bu durakta, gelen geçen yolcuları sayar, atıp tutmaya
başlarsınız can sıkıntısından<span style="font-size: large;">;</span> "<span style="font-size: large;">k</span>üvet<span style="font-size: large;">in içine</span> <span style="font-size: large;">uzanmış Oblomov gibi..."</span></span></span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><br />Bir gün özgür kalacağım… <br />Eskisi
gibi. "Alışkanlarımın esiri olmayı ne kadar da özlemişim!" diyeceğim. Ne
bir sevda peşinde koşacağım, ne sevdalar benim ardımca gelecek.
Yosun kokulu sahillerin yoldaşı olmaya devam edeceğim bir süre sonra.
Atlayıp arabaya boydan boya ölçüsünü alacağım geçtiğim yolların.
Sınırları çizilmiş özgürlüğümün çevresinde kaldırım taşlarını söküp
söküp denize atacağım. Benzinciye uğrayıp çeyrek depo ziyafet
çektireceğim arabaya. Yine taş sektireceğim su üstünde, kaldırım
taşlarından kalan artıklarla. Gece ay ışığı yansırken suya, ben yine
elime alıp cep telefonumu kitabım için kıssadan hisse yazılar yazacağım.
Bir kuru yük gemisi geçecek o sırada kalbimin ortasından. "Ne kadar da
kurusun be yük" diye bayağı ve bayat espriler yapacağım. Ama anlayacak beni geçen
gemi, ona niçin öyle dediğimi. Şimdi olmasa bile demirleyeceği limanda
anlayacak tüm sözlerimi. Geminin içinde yaşayanların tüm yükü kalbimde,
dönüşe geçeceğim. Yine saat başı haberleri dinleyip bilgileneceğim
yolda. Müzik kutusuna dönmüş radyoların aksine tüm konuşkan radyolara
mesaj atacağım. Sıkılıp arabadan, toplumsal bilincimi artırmak için
halkımın toplu ulaşım araçlarına bineceğim. Elimde kitap toplu ulaşımın
yoldaşı olacağım. Alışkanlıklarıma döndüğümde hayat süregeldiği gibi
devam edecek kaldığı yerden… "Öyle özlemişim ki…" diye başlayan cümleler
kuracağım. Sonra sil baştan. Yineleyip bütün bunları tekrar başa
saracağım. Yine tamir ettiğim bir durakta soluklanıp sonrasında yoluma
devam edeceğim. </span></span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><br />Şimdi yolculuk zamanı…<br />Ara sıra hayatın bazı
duraklarında durup dinlenmek hiç de fena bir fikir değil. Tavsiye
ediyorum. Bir minibüse benzetin hayatı. Minibüs boşken ne kadar alelâde.
Bir dolmuşa benzetin kendinizi. Yükleneceksiniz bazı şeyleri ve zamanı
gelince bırakacaksınız. Hayat bu… Bu durakları da siz kurar ve siz
yıkarsınız. Mutlu olmak için mutlu taklidi, güçlü görünmek için güç
gösterisi yapmak ancak size zarar verir. Kendinizi yenilemek için
mutlaka bir durakta dinlenin. Ama bu durak sizin inşaa ettiğiniz bir
durak olsun. Ve yaşadığınız onca şeyin ardından ruh sağlığınızın aynen
yerinde olmasını istiyorsanız; hayatınızda duracağınız, tamir
edeceğiniz ve yıkacağınız durakları iyi belirleyin! Sonrasının bi<span style="font-size: large;">'</span>
pişmanlık ve yalnızlık buhranı olmasını istemiyorsanız... </span></span><br />
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">Ob<span style="font-size: large;">lomo<span style="font-size: large;">v<span style="font-size: large;">'u da <span style="font-size: large;">k<span style="font-size: large;">üv<span style="font-size: large;">et<span style="font-size: large;">in i<span style="font-size: large;">çinde öyle<span style="font-size: large;">ce sere se<span style="font-size: large;">rpe u<span style="font-size: large;">z<span style="font-size: large;">anmış halde </span></span></span></span>bır<span style="font-size: large;">akmayın. T<span style="font-size: large;">utup <span style="font-size: large;">çıkarın on<span style="font-size: large;">u</span>. Z<span style="font-size: large;">irâ uzanmak içi<span style="font-size: large;">n </span>e</span>v<span style="font-size: large;">in başka <span style="font-size: large;">odalarının da olduğunu unutmayın... </span></span></span></span></span></span> </span></span></span></span></span></span></span></span></span>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-13513091541889855922013-05-12T13:18:00.002+03:002013-05-12T13:18:28.205+03:00Anneler Günü'nde Anneme ve tüm Annelere mektup...<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b style="background-color: white; color: #333333;">Sevgili Anneciğim,</b></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><br style="background-color: white; color: #333333;" /></b><span style="background-color: white; color: #333333;">Ne garip; yeni yeni fark ediyorum ki, çocukları anne olunca çocuklaşıyor anneler. Ve insan, zamanın nasıl insafsız bir öğütücü olduğunu bu rol değişiminde anlıyor. Eminim karnındaki ilk tekmemden, hatta doktorların 'Bundan sonra ağır kaldırmak yok' müjdesinden beridir iki kişilik yaşıyorsun yaşamı.</span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; color: #333333;">Doğum odasında bir küçük el saçlarına tutununca değişti her şey ve o el, o saçtan hiç eksik olmasın istedin...</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Kim bilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin, kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın. O gün bugündür hayatı, bir toprakla çiçeği kadar ortak üretiyor, tüketiyoruz.</span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Yol boyu, kusurlarını hiç görmedik birbirimizin, yeteneklerimizi abarttık karşılıklı; toz kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik. Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense tarihin en iyi annesi. Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıyla ayakta kaldım. </span></span><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Sevginle donandım...</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi; b</span><span style="background-color: white; color: #333333;">üyüdüm... Senin kollarında 'sen'den habersiz, bambaşka bir 'ben' çıktı ortaya. Bazen o eski 'ben'e hiç benzemeyen bir 'ben'. Çünkü fark ettim ki anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş. Kızlar bir prens umuduyla kurbağaları öpedursun, ben her yalanda burnumu yokladım. Şaşırdım... Bostandaki lahanaların, ısırılmış lahanaların ve benzeri pastoral ninnilerin modasının geçtiğini gördüm sokakta. </span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Söyleyemedim sana...</span><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><span style="background-color: white; color: #333333;">'Yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin artık eskisi kadar geçerli olmadığını' anlatan kitapları salonun ortasında açık bıraktım, açıp okuyasın diye.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden; 'Devir de amma değişti' diye yakınırken sen; ben ilginle boğulduğumdan dertlendim. Bir yerim yaralandığında 'Anam görürse ne kadar üzülür' diye gizlemeye çalışmak küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilir misin? Acından çok, onda oluşturacağın acı, acıtır canını...</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Oysa ne çok acılar paylaştık seninle.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Ve ne çok sevinçler yaşadık beraber. Nasıl dar günlerde yardıma koşup, kaç şenliğine ortak olduk birbirimizin? Lâkin artık kafesten uçma vaktiydi'. Danaların girdiği bostan'da ayakta kalabilmenin yolu, tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Yargıladık birbirimizi bir dönem. Sorguladık. Sen bana eş dost çocuklarını örnek gösterdikçe, ben seni eş dost ebeveynleriyle kıyaslar oldum. Sen her sohbete 'Bizim çocukluğumuzda' diye başladıkça ben; değişen takvim yapraklarını koydum önüne.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Nasıl da zalim bir çark bu değil mi? </span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; color: #333333;"><br /></span></span>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; color: #333333;">Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde yuvadan uçacağını bile bile koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun. Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor. Sonrası kâh bir kapı zili beklentisi, kâh bir mektup, kâh bir telefon sesi. Gizliden gizliye özlenen bir torun müjdesi Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları. Yazılarla konuştuk öyle zamanlarda. Bakışlarla anlaştık. Ağlaştık birbirimizden gizleyerek acılarımızı. Bir mimikle özleştik, bir gülüşle kavuştuk. Ben büyürken seni de büyüttüm.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Şimdi çok daha iyi anlıyoruz birbirimizi. </span><span style="background-color: white; color: #333333;">Çünkü küçücük bir el saçlarımı kavrıyor geceleri. </span><span style="background-color: white; color: #333333;">Karyola başlarında uykusuz geceler geçiriyorum. </span><span style="background-color: white; color: #333333;">Pastoral ninnilerle büyütüyoruz oğlumu; </span><span style="background-color: white; color: #333333;">yalancı çocukların burunları uzuyor masallarda, öpülen kurbağalar prens oluyor.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Ve yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin geçersizleştiğini anlatan kitapları kaldırıyoruz salondan gizli gizli. O korkunç çark, acımasız bir hızla dönmeye devam ediyor. Zaman, öğütüyor kuşakları. İnsan ancak mahrum kalınca anlıyor sevginin değerini. Bense sevginden mahrum kalmaya fazla dayanamayacağımı biliyorum.</span><br style="background-color: white; color: #333333;" /><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">O yüzden bu Anneler Günü'nde sana upuzun bir ömür diliyorum.</span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br style="background-color: white; color: #333333;" /><span style="background-color: white; color: #333333;">Hem biliyor musun? "SENİ ÇOK SEVİYORUM..."</span></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; color: #333333;"><br /></span></span>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="background-color: white; color: #333333;"><br /></span></span>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="background-color: white; color: #333333;"><i>Kaynak ve dipnot: Bazı kaynaklarda anonim, bazı kaynaklardaysa Can Dündar yazmakta. Mühim olan "bir yürekten" çıkması. Bu gönüllere dokunan yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Tüm Annelerin Anneler Günü bir kez daha kutlu olsun...</i></span></span>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-69360863052770657922013-04-12T16:53:00.000+03:002013-04-12T16:53:24.376+03:00Bir Tılsımdır Ölüm...<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Bir tılsımdır ölüm...</span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Bu<span style="font-size: large;">gün<span style="font-size: large;">, 12 Nisan </span>2008'de, Program Müdürümüz sevgili Veh<span style="font-size: large;">bi Arvas abimizi<span style="font-size: large;">n vefâtının</span> beşinci ölüm yıl dönü<span style="font-size: large;">m<span style="font-size: large;">ü<span style="font-size: large;">. Ne çabuk ge<span style="font-size: large;">çiyor zaman. <span style="font-size: large;">Daha dün gibi geliyor insana. </span></span></span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;">Öyle değil mi?</span></span> </span></span></span></span> </span> </span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Masal gibidir daha çok; tersten işleyen ve doğru
giden. </span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Masalların girizgâhları hep 'bir varmış bir yokmuş' diye başlar.
Küçükken bunun uyumak için bir mesaj olduğunu bilmiyordum. 'Hadi
hikayemiz bitti. Ben görevimi yaptım, masalımı okudum. Şimdi sende sıra,
yat bakalım...' </span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Bense büyüdükçe ve adam gibi adamları tanıdıkça bu
fikriy<span style="font-size: large;">â</span>tım değişti. Hep tersinden algılamaya başladım bu girizgâhı. Bi<span style="font-size: large;">'</span>
sondan gelip sonsuza giden bi<span style="font-size: large;">'</span> yolcu olduğumuza tam kanaat getirdim.
Aslında bir son değil, başlangıcın koynuna atılan bir adımdı bu. Hele hele
senin için! Bu dünyaya ait değildin sen. </span><span style="font-size: large;">Sanırım bunun bir ispatı da
seni kaybetmemizdi. </span><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;">Bizlere he<span style="font-size: large;">p baş<span style="font-size: large;">ka <span style="font-size: large;">âlemlerden de ba<span style="font-size: large;">hsederdin çünkü. <span style="font-size: large;">Âb-ı hayatta<span style="font-size: large;">n...</span></span></span></span></span></span><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"> </span></span></span></span></span></span></span></span></span></span> </span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Bazıları ölenler için 'aramazdan erken ayrıldı, daha
yaşayacak çok şeyi vardı' derler. Erken ölüm denen bir şey olduğuna
inancım yok. Her ölüm yerindedir, zamanlıdır. Ne bir ileri ne bir geri.
Vâde dolunca, meçhule giden bir gemi olmasa da bilinenin bilinmezliğine, idrak edemeyeceğini idrak etme<span style="font-size: large;">k old<span style="font-size: large;">uğunun bilincine</span></span>
bir yolculuktur bu. </span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Sen benim için 'bir yoktun bir vardın!' Bir masaldın
benim için; sebebim. Senin sayende radyoculuk hayatıma başladım,
profesyonelliğe adım attım. Desteğini <span style="font-size: large;">hi<span style="font-size: large;">ç esi<span style="font-size: large;">r<span style="font-size: large;">gemedin. </span></span></span></span>Senin desteğinle okul hayatına adım attım.
Se<span style="font-size: large;">nin yönlendirmelerinle doğru a<span style="font-size: large;">dımlar attım. </span></span>Seninle geceleri yaptığımız istişare<span style="font-size: large;"> <span style="font-size: large;">ve<span style="font-size: large;"> danışmalar</span></span></span> benim ufkumu açtı. Her a<span style="font-size: large;">kşam <span style="font-size: large;">radyonun <span style="font-size: large;">kapısından ç<span style="font-size: large;">ıkmadan önce tebessüm ederek ve el sa<span style="font-size: large;">l<span style="font-size: large;">layarak <span style="font-size: large;">'</span>good eve<span style="font-size: large;">ning<span style="font-size: large;">'</span></span></span></span></span></span></span></span> diyerek gönlüm<span style="font-size: large;">e</span> s<span style="font-size: large;">ürûr veren sendin.</span> Ne anlatmalı
daha, ne? Ne dünya vardı gözünde, ne ona dair bir al<span style="font-size: large;">â</span>met. Ve sen yokken
varsın şimdi. Aynen devam Vehbi ağabey, dediğin gibi!..</span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;">Rahmetli Vehbi A<span style="font-size: large;">rvas abim<span style="font-size: large;">iz<span style="font-size: large;">i rahmetle anıyor<span style="font-size: large;">uz. <span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;">O'na bi<span style="font-size: large;">r fâtiha okuya<span style="font-size: large;">lım. Dua edelim. <span style="font-size: large;">Hatırlayan hatırlanı<span style="font-size: large;">r çün<span style="font-size: large;">kü...</span></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;">Ve</span> </span></span></span></span>b</span></span>iz o<span style="font-size: large;">'nu sevd<span style="font-size: large;">ik,<span style="font-size: large;"> </span></span>seviyoruz. O da bizleri sevdi. Beraberiz be Ve<span style="font-size: large;">hbi abi yine. İnşallah sevdiklerimizle<span style="font-size: large;"> ve seninle </span>ola<span style="font-size: large;">cağız o kutlu<span style="font-size: large;"> gün... </span></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Not: Vehbi Arvas abimizin vefâtının ardından adına hazırlanan www.vehbiarvas.com sitesinden kendisine dair bilgilere ulaşabilirsiniz... </span></span> </span>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-45709241319120774252013-03-19T12:45:00.000+02:002013-03-19T12:45:40.517+02:00Bir bardak çay ve aile denklemi...<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">"Çay içelim, çay içelim,<br />
Nefsi hevâdan geçelim..."<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Öyle değil midir; hangimiz bir bardak çaya hayır
diyebiliriz ki? Hangimiz yemeklerden sonra bilmem kaç yüz defa "bi' de çay
getiren olsa cilâsı olacak midemizin" dememişizdir? Buram buram gelen bir çaydanlıkta,
hele hele bir semâverde gelen çayı peşi sıra ince belli bardaklarda kim bilir
kaç bin defa yudumladık... Çay ile
ilgili pek çok şiir, deyim ve güzel söz var. Çay denilince akla mutlak muhabbet gelir.
Muhabbet denilince de genellikle şu söz yankılanır kulaklarda; "Gönül ne çay ister ne
çayhâne. Gönül sohbet ister, çay bahane..." Doğdurur. En güzel bahanelerdendir
çay. Ve mutlak herkes hayatında bir kez de olsa içmiştir bu güzel içeceği. Unutulmamalıdır
ki, fazlası zarar, azı da karardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Aslında benim değinmek istediğim mesele çay ile ilgili
bir aile denkleminin kurulabilecek olmasıdır. Kurulmuştur da. Aslında hayatımızdaki eşyanın bize denk düşen o kadar çok halleri var ki hayata dair çıkarımlar yapıp nasihat bile alabiliriz nasibimiz varsa... Ben de böylesi güzel bir denklemi "bi' bardak çayda" sizlere aktarmak istiyorum. İçenlere afiyet olsun...<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Çayın alt demliği;</b> kaynanadır, mütemadiyen kaynar durur.
Hatta dikkat edilmezse taşabilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Üst demlik;</b> gelindir. Alt demlik kaynadıkça onun
harareti artar. Ama aynı zamanda olgunlaşır. Ve çay demlenir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Bardak;</b> gelinin kocasıdır. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Her iki çaydanlıktan da yeterince nasibini alır. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Biraz kaynana doldurur biraz da gelin. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bu sebeple denge unsuru çok mühimdir. Açık ya da demli
çayın hoşa gitmemesi bundandır.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Çayın şekeri ise; </b>çocuklardır. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Tat verir. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Çok şeker çayın lezzetini bozar. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Şekersiz çaya alışanlar için ise bir tanesi bile fazla
gelir</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Çay kaşığı;</b> görümcedir. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Arada bir gelir, karıştırır gider. Ama dengeli bir şekilde bardağın içindeki vazifesini bitirip kenara konulunca bardağı taşırmaz. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Kayınpedere gelince;</b> o da çay tabağıdır. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Çayın demine, suyuna hiç karışmaz. Bir kenarda yok gibi
oturur. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini
engeller. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Fakat ara sıra boşaltmak gerekir o çay tabağını. Yoksa taşıp her şeyi
berbat edebilir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Çay süzgeci;</b> ailenin sahip olduğu değerlerdir. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Aileyi dış müdahalelerden korur. </span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Delikleri büyük olursa cayın tadı kaçar.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>Suyu ısıtan ateş ise;</b> hoşgörüdür o olmadan hoşgörüde
olmaz...<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-49653571708995162652013-01-07T10:20:00.000+02:002013-01-07T11:14:05.733+02:00Ölüm... Düğün... Ebediyet...<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>-</b> Hasan, seni bekliyordum.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>
+</b> Beni mi bekliyordun?</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
-</b> İntikâlime şahit olman için.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
+</b> Neden ben? Ben ölümden çok korkarım</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
-</b> Muhakkak... Eğer bebeğe zifiri karanlıkta anne karnında şöyle denseydi:
“Dışarıda ışığın dünyası var... Yüksek dağları... Muntazam denizleri... Engebeli düzlükleri... Çiçek açan muhteşem
bahçeleri... Nehirleri... Yıldızlarla dolu seması... Ve parlayan güneşiyle... Ve sen tüm bu ihtişâma rağmen, burada karanlıklar arasındasın…”<br />
Doğmamış sabî, bu ihtişam hakkında hiç birşey bilmez ve hiç birine inanmazdı.
Tıpkı bizim ölümle karşılaşmamız gibi. Bunun içindir ki, korkuyoruz.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
+</b> Fakat ölümün içinde nur, ışık olamaz. Çünkü o, her şeyin sonudur.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
-</b> Bidâyeti olmayan şeyin, nihâyeti nasıl olur? Hasan, evladım, düğün gecemde
mahzun durma.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
+</b> Düğün gecen mi?</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /><b>
-</b> Evet, ebediyet ile nikâh gecem. Vakit geldi... Şimdi beni yalnız bırak. Sonra
vücudumu kumla örtmek için dön…</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: x-small;">(Bab'Aziz filminden alıntıdır)</span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-87997967417295070372012-12-03T16:20:00.000+02:002012-12-03T16:20:53.710+02:00Kendimiz İçin Düşünmek Ne Demek?<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Okuyabilme, okuduklarını düşünebilme, düşündükleriyle
uygulama zemini oluşturanlara ve o zemin üzerinde noktayı koyabilme
ihtimali buluna(bile)n okurlara sesleniyorum. Yanlış anlamayın 'insanlara'
değil, 'okuyabilme' yeteneği olanlara.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Günümüz münevverlerinden biri olarak gördüğüm Alev Alatlı
hanımefendinin değindiği çok önemli bir husus vardı geçtiğimiz senelerde.
Arşivimde dolaşırken birden gözüme çarptı bu konu. Beni bu yazıyı yazmama iten
sebep de işte budur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">"Kendi kendinize yardım edin" diyor Goethe'
yazımın yayımlanmasından birkaç gün sonraya denk gelmişti sayın
Alatlı'nın açıklaması. Alev Alatlı, katıldığı bir televizyon
programında "Bize ne lazım" diye soruyordu. Evet, ben de 'bize
ne lazım?' diye sormuştum o yazımda. Hatta, bu yazıyı sayın Alatlı'nın
açıklamalarından aşırdığıma dair e-postalar aldım. Şayet, yazım, programla
paralellik arz ediyordu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bu yazımıza dönecek olursak, Alev Alatlı,<i> "Benim
neyim bu Dünya'ya iyi gelir konusunu düşünüp, uygulamamız gerekir"</i> diyor
ve ekliyor; <i>"Sürekli gidip hazır giyim almamamız gerekir. Kendi medenî
projemizi geliştirmemiz lazım. Bu cehaletten kurtulmalıyız. Bu noktada da ciddi
bir okuma tembelliği var. İçinden çıkılması zor ama oturup düşünülmesi gereken
bir durum. İnsanlara 'kendimiz için düşünmeyi' öğretmeliyiz. Türkiye'nin bir
inanç haritasının bile çıkarılması lazım. Ne kadar Müslümanız. Ne durumda
olduğumuzu görmemiz lazım. Ona göre çalışma yapmalıyız."</i><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Alev Alatlı'nın söylediklerine katılmamak mümkün değil.
Hele hele konu böyle bir zemine oturmuşken farklı yorumları da çıkarabilmek
mümkün Alev Alatlı'nın söylediklerinden. Elimizde tencere, su, irmik, yağ
mevcut ise daha ne istersiniz. Ateşi de bir zahmet siz yakıverin.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Binaenaleyh, toplumlar 'hedefsiz' kaldıkları zaman
dağılırlar efendim, dağıtılırlar...<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-75399310877053767952012-11-21T16:00:00.000+02:002012-11-27T13:49:50.400+02:00Mostar'ın tepesindeki haç ile gökyüzündeki HİLÂL...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-xiY-G-gNk7g/UKzdox3sLmI/AAAAAAAAADM/DroR5PWpn9Q/s1600/mostarhac.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://1.bp.blogspot.com/-xiY-G-gNk7g/UKzdox3sLmI/AAAAAAAAADM/DroR5PWpn9Q/s320/mostarhac.jpg" width="240" /></a></div>
<span aria-live="polite" class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; outline: none; width: auto;" tabindex="0"><span class="hasCaption"></span></span><br />
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bosna-Hersek ziyaretimde Mostar'ın en hakim noktasındaki Hun Dağı’nın tepesindeki haç'ı görünce mahzunlaşmıştım. Hırvatlar tarafından, İspanyolların desteğiyle dikilen haç, geceleri de ışıklandırılıyor. </span><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"></span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">
</span>
<br />
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" style="display: inline;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">O haç, aslında, -Allah korusun- zaman ayarlı bir fitne bombası ve şehrin Osmanlı yapısını ortadan kaldırma planı olarak, bilinçli bir şekilde kondurulmuştur oraya. Bunu herkes biliyor. Ayrıca şehre yap</span><span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">ılan katedralin 100 metrelik kulesi ve tepesindeki haç da bunu tasdik ediyor. </span></div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">
</span></div>
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" style="display: inline;">
<div class="text_exposed_show" style="display: inline;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Tüm bunları düşününce, hatırıma, Aliya İzzetbegoviç'in Hırvat komutan ya da temsilci ile olan diyaloğu geldi o anda. Bunu da sizlerle paylaşmak istedim. </span></div>
</div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">
</span></div>
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" style="display: inline;">
<div class="text_exposed_show" style="display: inline;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Hatıra şöyle:</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bosna Savaşı esnasında, Osmanlı yadigârı Mostar Köprüsü'nün bulunduğu Mostar şehrinde Hırvat komutanla görüşen Aliya İzzetbegoviç'e, komutan, tehdit havasında dağın tepesine dikilen devâsâ büyüklükteki haç'ı gösterir ve: "Bak, biz haçı nasıl diktik. Şimdi sizin hilâlden daha yücede bir haçımız var. Bunu kaldırmaya gücünüz yeter mi?" diye mânalı bir soru sorar. </span></div>
</div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">
</span></div>
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" style="display: inline;">
<div class="text_exposed_show" style="display: inline;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Aliya İzzetbegoviç de, bu söz karşısında meseleyi gülümseyerek geçiştirir, "hele bir gün geceye dönsün" der. </span></div>
</div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">
</span></div>
<div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" style="display: inline;">
<div class="text_exposed_show" style="display: inline;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Akşam karanlığı basınca da onu dışarıya davet edip şahadet parmağını göğe kaldırarak tüyleri diken diken eden şu sözleri söyler: "Sayın komutan, şimdi sen de bir semâya bakıver! Şu hilâli ve yıldızı görüyor musunuz? Senin onları yok etmeye gücün yeter mi? Ne kadar yükseklere haç dikseniz de onu geçemezsiniz ve asla onu oradan da indiremezsiniz. Onlar semâda olduğu müddetçe biz de inşâllah varlığımızı devam ettireceğiz!.."</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***</span><br />
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Efsaneleşen bu
hikâyenin yayılmasıyla farklı türleri de ortaya çıkmıyor değil. Bosna basınında ve Boşnaklarca, yaşananlar, şöyle anlatılmaktadır:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Hun tepesine
haç dikilmesi esnasında silahlı çok sayıda Boşnak genç haç'ı indirmek ister.
İçlerinden biri Aliya İzzetbegoviç’e "İzin ver o haç'ı başlarına geçirelim" der.
İzzetbegoviç ise parmağını gökyüzüne doğrultur ve Ay’ı gösterir. Etrafını saran
ateşli kalabalığa "O hilalden daha yükseğe dikmedikleri sürece problem yok" cevabını vererek gençleri sakinleştirir.<o:p></o:p></span></div>
</div>
</div>
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">
<span class="fbPhotoTagList" id="fbPhotoSnowliftTagList" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 18px;"><span class="fcg" style="color: grey;"> </span></span></span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-38985598838685690922012-11-16T10:09:00.000+02:002012-11-16T10:09:04.882+02:00"Kendi Kendinize Yardım Edin Diyor" Goethe<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Boş zamanlarımız o kadar çok ki haddi hesabı yoktur. Eğer
boş vakitlerimizi saniye saniye hesaplayabilseydik ne kadar zararda olduğumuzun
farkında olurduk. Ama tren kaçmış değil, koşarak yetişebilirsiniz.
Yetişemeseniz dahi – hani tren raylarından çıkan o yanık koku vardır ya –
geride bıraktığı koku cesaret verir size. <br />
En azından bu yazıyı okuduktan sonra… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br />
Misal; çalışıyorsunuz.<br />
İşinize servis ile yahut toplu ulaşım araçlarından faydalanarak gidiyorsunuz.
Ev ve iş arasındaki boş zamanı değerlendirebilirsiniz.<br />
Nasıl mı?<br />
Kitap okursunuz ya da teknolojik cihazlarınız vasıtasıyla sesli kitapları
dinleyebilirsiniz. Ne bileyim, insan davranışlarını inceler ve üzerinde
düşünürsünüz…<br />
Size, benim uzun zamandır uyguladığım bir teknikten bahsedeyim. Nesneleri büyütün, küçültün,
piramit şekline sokun. Değişik şekiller verin. Bir otobüsü kibrit kutusu,
durakta bekleyenleri de kibrit olarak düşünün. Kibrit kutusunun LPG ile
çalıştığını, bunun tehlikesinin ise önü alınamayacak ne gibi sonuçları ortaya
çıkaracağını sorun kendinize ya da kibritlere! Nesneler arasındaki küçüklük
büyüklük farkını değiştirdiğinizde, bir elmayı karpuz gibi görmeye
başladığınızda anlayın ki aslında beyninize ince ayar çekiyorsunuz demektir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Boş zamanlarınızı kendinizi geliştirecek işlere verin.<br />
Boş boş bakmayın sokaklara, bulunduğunuz ortama. Baktığınız bir arabanın
jantının hemen içinde yer alan fren balatası olabilir. Onu hissedin ve ne işe
yaradığını düşününün. Beyninizde uzun zamandır kapalı olan kapıları bir bir
açın. Fren sizlere neyi çağrıştırıyor. Trafik canavarını mı? O zaman bu
canavarı ortadan kaldıracak formüller düşünün. Hayata nasıl
endeksleyebileceğiniz ve insanlara bu konuda neler anlatabileceğinizi hissedin. "His" demişken, kendi kendinize sorun. "Şu an ne hissediyorum?"<br />
"Acaba jantın hemen içinde yer alan fren balatasını niçin seçtim?
Hissettiğimi mi yaptım, yoksa yapmak istediğimi mi?" Hissettiğiniz
hakkında ne hissettiğinizi düşünün.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Ve hesaba çekin kendinizi bir müddet sonra. "Neyim, kimim, niye
bunları düşünüyorum? Zamanımı neden boşa harcıyorum? Acaba bu yazı benim
zamanımı mı çalıyor?" diye bir düşünün.<br />
Bu yazılanlardan sonra böyle bir şey hayatım boyunca yapmayacağım derseniz
inanın ki kendinizi kandırırsınız. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Çünkü yaklaşık bir dakika kırkyedi saniye 60
salisedir sizin beyninizin sağ ve sol tarafları harekete geçmiş durumda! Ortada
bulunan zar da ortadan kalkarsa problem kalmayacaktır. Bu zar sağ beyninizle
sol beyniniz arasında geçişi engelliyor. Kısacası, düşünmezseniz ve yeni
fikirler ortaya koyamazsanız bu zar gittikçe kalınlaşıyor ve tabir-i caizse dut
yemiş bülbül gibi bakıyorsunuz Dünya'ya... Yaşama umudu kalmamış bir insan
emsali.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Şayet zaman bizler için değerliyse neden yürürken ıslık
çalıp da başımızı ağrıtıyoruz. Zaman görece bir kavramdır. Bazıları gözlerini
açıp kapayıncaya dek yıllar su gibi akıp giderken, yarının garantisini hangimiz
verebilir bize?<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Artık fark edin artık bir şeyleri.<br />
Kendinizi fark edin, ona göre hareket edin.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">"Hayatta edindiğim en büyük bilgi şudur" diyor
Goethe; "Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, hiç kimse yardım
etmez..."<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Az da olsa bugününüz yarınınızdan farklı olsun…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<br />İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-79585605282837731572012-10-19T23:08:00.000+03:002012-10-19T23:08:54.295+03:00Behzat Ç. dizisi ve kitap atıfları...<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Kaliteli dizilere hasret kaldığımız televizyonlarda, imdadımıza bir manada Behzat Ç. dizisi yetişti desek, bir nebze kendimizi avutmuş oluruz. Sinema formatında, sinemasal atıflarla işlenen ve örülen bir dizi karakteri var Behzat Ç.'nin... Bunlardan, geriye dönük olarak birkaç misal vermek istiyorum.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Behzat Ç.'nin 51. bölümünde bir kitap göndermesi vardır.
Dizinin giriş ve çıkış sahnesinde (aynı sahnedir) Lermontov'un "Zamanımızın
Kahramanı" kitabı göze çarpıyor. Abi'nin cansız bedeni koltukta dururken, hemen
arkada, Behzat'ı gördüğümüz planda, belleğimize Lermontov nakşediliyor. Doğru
bir atıf. <br />
<br />
Zira "Zamanımızın Kahramanı" kitabı ölümle dans eden, ölümü tahmin eden, ölümü
çağıran, ölüme yol öğreten bir kitap. <br />
<br />
Şöyle der kitapta bir yerlerde: "Yarın beni unutacak, daha kötüsü,
hakkımda yalanlar uyduracak dostlardan, başkalarını kucaklarken bir ölüye karşı
kıskançlık uyandırmamak için arkamdan gülecek kadınlardan bana ne? Hayatın
kasırgası içinden bir kaç fikirle çıktım ben, duygu aramayın. Uzun süredir
kalbimle değil kafamla yaşıyorum zaten. Kendi tutkularımı ve davranışlarımı
dikkatle inceliyorum, ilgiyle, ama hep dışarıda kalarak. Benliğimde iki kişi
barınıyor. Bunlardan biri tam anlamıyla yaşıyor, öbürü ise onu yargılıyor.
Birinci, belki de bir saate kadar sizden ve dünyadan ayrılacak, ötekisiyse...
Öteki ne olacak?.." <br />
<br />
İşte tam da bu kısım sanki Behzat'ın ruh halini o sahnede çok iyi bir şekilde
betimliyor... </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">***<br />
<br />
Dizide daha önce de 41. bölümde Şule'nin hastanedeki odasına giren Behzat, Leo Malet'nin "Hayat Berbat" kitabını çekmeceden alıp ceketinin içine sokuyordu. Kitabın
isminden de anlaşılıyor sanırım. Behzat Ç., Şule, Yaşananlar, eşittir: Hayat Berbat...
Aslında direkt Behzat ile ilintili bir kitap... </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Birkaç yerde daha pek göze çarpmasa da sinematografik, reklamdan öte güzel göndermeler mevcuttu. Emrah Serbes ve senaryo ekibini bu açıdan kutlamak gerek...</span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-44016064664412211512012-09-04T12:14:00.000+03:002012-09-04T12:18:14.244+03:00Soli Deo Gloria (Tüm görkem Tanrıya ait)<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Sanatçı kimdir? Sanatçı nasıl olmalı? Gerçekten
sanatçılar zanaatçı, müzisyenler müzikçi, yazarlar ise birer anlatıcı değiller
mi? En azından günümüz dünyasında nitelikli sanat yapanlar bir elin parmağını
geçebiliyor mu? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bütün bu soruların cevabı Bach’ın eserlerinin sonuna
yazdığı üç harfte gizli aslında. Mütevazılıktan bihaber, egonun Kaf dağının
eteklerinde süzüldüğü, mükemmeliyet peşinde koşan insanoğlunun kimi zaman –çoğu
zaman- kendini kaybederek ilahlığa soyunup “ben yarattım” diyebilme
küstahlığını gösterebilmesi işte burada yatıyor. Bach’ın –kendince- haddini
bilerek durması gerektiği noktada gün yüzüne çıkıyor herşey ve kendine “sanatçı”
diyebilme cüretini gösterip herşeyi mübah kılma gayretinde olanlara da “Kral
Çıplak” diyor Bach.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Bundan sonrasını gelin, eleştirmen Asuman Kafaoğlu-Büke’nin
bir yazısından derlemelerle sürdürelim:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">“…Johann
Sebastian Bach eserlerinin sonuna imza atmak yerine kısaca S.D.G yazarmış,
“Soli Deo Gloria” sözcüklerinin kısaltması olarak. Tüm görkem Tanrıya ait
anlamına gelen bu sözü yazmasının nedeni, kusursuz bir eser yazmadığını -kaldı
ki eser kusursuz bulunacaksa, bunun nedeninin ilahi olacağını- zaferin sadece
Tanrıya ait olabileceğini anlatmak içindi. Bazı çağlarda, günümüzden farklı
olarak, sanatçılar kendilerini öne çıkarmak istemezlerdi. Eserlerini
imzalamadan, hatta saygı duydukları bir ustanın ya da sanatlarını destekleyen
soylunun imzasıyla öne sürmeye çekinmezlerdi. Kendilerine müzisyen yerine
müzikçi, sanatçı yerine zanaatkar, yazar yerine anlatıcı demeyi tercih
ederlerdi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">…Bach, insanlık
tarihin tanıdığı en büyük bestecilerden biri olmasına rağmen, kendini her zaman
müzikçi olarak gördü.<br />
Benzer şekilde Jan Van Eyck, bugün otoportre olduğu sanılan
“Kırmızı Türbanlı Adam” adlı resminin çerçevesine, “Als İkh Kan” yazmıştı.
“Elimden gelenin en iyisi.” <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">…Belki Platon’un
idealar felsefesi açısından baktığımızda daha iyi anlamamızı sağlıyor bu
davranışı. Platon’a göre “Bu dünya, Fikirler aleminin bir taklididir” taklit
olan bir varlığı taklit eden sanatçının ise bundan kendine pay çıkarması doğru
değildir. Mükemmel olan Platon için fikir, Bach ve Van Eyck
içinse ilahi yaratıydı…” </span><o:p></o:p></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-46377870634332150032012-07-24T15:14:00.000+03:002012-07-24T15:14:48.849+03:00Dün öldü, bugün can veriyor, yarın henüz doğmadı.*<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Mübarek Ramazan-ı şerif geldi. Henüz başlarında olmamıza rağmen zaman su gibi akıp geçiyor. Umarız bu ayın rahmet ve bereketinden –yanlış iş ve davranışlara
sapmadan- istifade edebilir, faydalanabiliriz. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>''Şaşkınlık
içindesin, sendeki bu çile ne?<br />
Eğer bin bilsen bile, gel danış bir bilene!''</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Uzun zamandır böylesine bir istiğrak içinde olmamıştım.
-Burada 'istiğrak' lâfzını 'derin düşünce nöbetleri' şeklinde kullanıyorum.-
İstiğrak dediysem aşk-ı ilâhî ile dünyayı unutup kendinden geçmek anlaşılmasın...<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>Nerede
(bizlere) o nimet, ele geçer mi acep<br />
Eğer ister isen hulûs-i kalp ile, hidayet erişir elbet…</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Umarız ve dileriz ki Mâsivâ'ya köle olmaktan kurtuluruz…
Mühim olan kılçıklı olan bu yolda tam ortadan ilerlemek, yan yollara sapmamak,
nakil üzere –aklın nerede kullanılacağı bellidir- hareket edip istikamet üzere
yürümektir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>''Oku, elbet o
güzel, birgün rû-nümâ olur,<br />
muhabbetle okuyan mâsivâdan kurtulur.''<br />
(İmâm-ı Rabbânî – Mektûbât)</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Yüz farklı olayı tek gözle görmekten öte tek gözle yüz
farklı olayı tahlil edip gözlemlemekte işin esası!..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Haddime değil ama sizleri bu mübarek ayda ön yargıdan
kurtulmuş, objektif ve ezberlerinizi bozmuş bir şekilde olan biteni izlemenizi
salık veriyorum. Dedim ya haddime değil...<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Radyolarda o kadar olmasa da televizyonda iftar ve sahur
programlarına dikkat edin. Eline neyini alan, defini kapan soluğu kamera
karşısında alıyor. Hoca diye geçinen bazı zevat ise fıkıh ilminden çok hikâyeler anlatarak, ağlayarak sızlayarak, dizlerini döverek vakit geçiriyor. Hele bir de kendi çapınca hadis-i şeriflere atıf yapmadan </span><span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Kur'an-ı Kerim tefsiri yapanlar var ki, onlara değinmiyorum bile.</span><span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> </span><span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">O da lazım mı? Elbette. Prof. Dr. rahmetli Orhan Karmış hocanın Tefsir programını hâlâ izler ve dinlerim. Ama önce bu mübarek ayda orucu bozan
ve bozmayanlar, yapılacak ibadetler ve diğer meseleler sohbet tadında muteber
kaynaklara dayanılarak anlatılsa daha bir faydalı olur. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Odun ateş olmadan yanmaz!
Altta akan neyli dümbelekli müzikle hikaye anlatanlar da var. Hoş hikayeler de yok değil. Bir
nevi 'ahh ne kadar güzelmiş. Bak şimdi şu herif bunu yapıyor. Kendine dikkat
etmiyor. Sen ne diyorsun. Nerede o eski insanlar…' diye iç geçirmek şöyle
dursun, 'düşünce tecavüzüyle', leş, ölü eti yemeğe varan, kendimizi mübarek
ilan ettiren hikayeler!.. İlmin temellerini bilmeden böylesine şeyleri
–kılavuzsuz- dinlemek insanı, kâmil olmaktan öte zelil ilan ediyor. Uyanık
olmak lazım.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="background-color: white; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bir de ilâhi dedikleri şeyi –ilâhi müziksiz olur!- şarkı
formatında piyasaya sürüp -hatta cover'larını yaparak- milletin parasını yiyenler var. Artık bunlar belli bir piyasa
edinmiş durumda. Şirketleşmiş ve bu işi sanki bir "ibadet"mişçesine yapmaktadırlar. Hatta eline gitarı alan gençler, bizim dedelerimizin saf
dillerinden süzülen o güzel ilâhileri 'ilâhi' olmaktan çok uzak bir şekilde
okumak ne kelime, "çığırıyorlar." Bu da yetmiyormuş gibi remix yapıyorlar. İlâhi
ve müzik, doğu ile batı gibidir. Hiç bal acı biberle süzülür mü!? Tahlili
doğru yapmazsak neşteri yanlış yere vururuz. Bizi de ancak teneşir paklar!<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>''Ârife tarîf
olmaz, sivri sinek saz gelir,<br />
Gâfile söz nâfile, davul zurna az gelir.''</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bütün ön, arka, yan, alt, üst yargılarınızı bir kenara
bırakın ve bakın. Saz, tambur, gitar, kanun, def, ney… gibi çeşitli müzik
aletleriyle adeta pavyonvâri bir hava estiriyorlar. Sahur-iftar bahane, biz
eğlencemize bakalım havasındalar!<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Hele hele Esma-ül Hüsna'yı, o mübarek isimleri altta ney
fonuyla canlı performans yapanları görünce… Yıllar önce bir büyüğüme "elimde
çok iyi tasavvuf müzikleri var. Onları sisteme yükleyebilirim" demiştim. O esnada
kendisi gazete okuyordu. Mütebessim bir yüz ifadesiyle –bak ben biliyorum
gibilerinden değil de, doğrusu budur. Sana her şekilde bunu ispatlayabilirim
şeklinde- "tasavvufun müziği olmaz!" demişti. Araştırınca doğru olanın öyle
olduğunu anladım. O zamanlar bilmiyordum. Hâlâ çoğu şeyi bilmiyorum. Fakat en
azından suyun geldiği boru temiz, su da temiz olunca şifâ hâsıl oluyor. Su
temiz olup boru pis olsaydı, vay halimize.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>''Herkes aynı
metotla, yola gelmez, tavlanmaz,<br />
Davul zurna çalarak dağda keklik avlanmaz.''</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bu işlerde
nakli bırakıp aklı ön plana çıkarırsanız daha neler zuhur eder, varın siz
düşünün. Yakında Türksat 3A'dan bir frekans tahsis edilip 'bundan sonra
televizyondaki hocaya uyarak kılacaksınız' denilirse bunun sorumlusu hepimiz
oluruz. Bunlara alet olunmamalı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>''Öyle kolay
uyanmaz, ne söylesen gâfile,<br />
Eğer nasibi yoksa, ne söylesen nafile.''</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Beni derin bir düşünce buhranına sürükleyen bir
başka mevzuya gelince…<br />
Ramazan ayıyla birlikte –zaten önceden de yürürlükte! olan- çeşitli koroların
ot gibi bitmesidir. Hem de çocuklardan kurulu korolar! Bunlar çalgılı sözlü
sağa sola sallanıp şarkı söylüyorlar. Adına da ilâhi diyorlar.<br />
Durdum… Baktım… Kapattım…<br />
Sanırım doğru olanı yaptım. Uzun zamandır gördüğüm ama farkında olmayarak
zaplayıp geçtiğim bu şeyin zifiri karanlığında boğulurken buldum kendimi. Planlı bir faaliyetin ürünleri olduğunu sizler de çok iyi bileceksiniz tüm bunların. Hollywood filmlerinde kilise korolarındaki o masum gibi görünen çocuklar –özellikle
zenciler kullanılmıştır, bu da manidar- beynimize öylesine nakşedilmiş ki hiç
sorup sorgulamadan, hiç düşünmeden, alıp yurdum malı gibi bağrımıza basıyoruz. Bu koroların özellikle nerelerde pazarlandığına ve sunulduğuna dikkat
edin. İçten içe yapılmak istenileni görmek veya görmemek ellerimizde. Ancak
uyanık olmak, yapılanları reformistliğe vurup bizleri aldatmaya çalışanların
yaldızlı söz ve görüntülerine aldanmamak hepimizin boynunun borcudur. 'Adam sen
de…'leri bırakıp 'böyle gelmiş böyle gitmez' deme zamanı. Biz yine olumlu
düşünelim, pozitif söyleyelim 'yarın çok geç olabilir' değil, 'yarın çok geç
olmadan' diyelim…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>''Az söyledim,
dikkat ettim kalbini kırmamaya,<br />
Bilirim üzülürsün, yoksa sözüm çoktur sana.''</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b><i>***</i></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><b>*</b> <i>Yazının
başlığındaki söz Bişr-i Hafi hazretlerine ait bir sözdür. Bişr-i Hafi,
sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllarda Horasan'ın Merv şehrinde ve Bağdât'ta
yaşamış olan büyük velîlerdendir. İsmi, Bişr bin Hâris Abdurrahmân, künyesi Ebû
Nasr'dır. Yalınayak gezdiği için "Hafî" lakabıyla bilinir. 'Bişr-i
Hâfî' diye meşhûr olmuştur. 767 (H.150) senesinde Horasan'ın Merv şehrinde
doğup, 841 (H.227) senesinde Bağdât'ta vefât etmiştir. Kabri orada olup
ziyâret yeridir.</i></span></div>
İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-74179265021743607512012-07-13T20:13:00.001+03:002012-07-13T20:20:46.582+03:00Platon, idealar ve güzellik...<br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Platon, özü ya da ideayı değil görünüş dünyasını
yansıttığını düşündüğü resmi ve edebiyatı küçümser. Çünkü ona göre sanatın
kendisine konu edindiği (benzettiği, taklit ettiği) nesneler ideaların birer
gölgesidir. Zira doğanın duyularla algılanabilir özelliklerini edilgin biçimde
kopya etmek sanat için amaç olamaz. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Platon geçici görüntü altında daim olan
özün yakalanmasını ister. Nesneyi yansıtma (mimesis, taklit) aslına, yani
nesnelerin ilk örnekleri olan idealara ne kadar uygun olursa sanat eseri o ölçüde
"güzel" olur. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Yani kısaca Platon'a göre bütün duyularla algılanabilir
güzellikler, mutlak ve akla dayanan güzelliğin yani güzellik ideasının
yansımasından başka bir şey değildir...</span></div>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-88767711578945693442012-06-29T21:33:00.000+03:002012-06-29T22:25:47.875+03:00Düşler, çocuklar ve biz. Ne kadar gerçeğiz?..<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
</div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Hepimizin hayalleri var. Uçsuz bucaksız bir vahada alabildiğine
uzanan. Çoğu zaman düşündüklerimiz sadece bir “düş” olarak kalıyor. Hiç
olmayacağını bile bile oynuyoruz bu oyunu. Ama öyle değil mi ki zaten hayat;
bir hayal ve oyundan ibaret! O zaman tadını çıkarmak için daha çok düş kurmak
gerekiyor. Değil mi? “Evet” deyip bu oyuna başlayalım o zaman… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;"> </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Şimdilerde, kendimizi, büyümüş “olgun insan modu”na sokup,
kravatlar takıp takımlara büründüğümüz şık giysiler içinde veyahut dizaltı bir
eteğin yamacından bakarken buluyoruz. Büyüdüğümüzü hissettiğimiz –yanıldığımız-
anlar da tam olarak bu zamanlarda başlıyor. Kravatların uzunluğuna paralel
dizaltı eteklerden bastığımız yerleri seyrediyoruz çoğu zaman. Bunun için hep
bir maske ile dolaşıyoruz. İş hayatının dışında dahi hâlâ o ruh haliyle kişiliğimize
yön veriyoruz. Garip bir paranoya. Kabul. Ancak oyun içinde oyun oynamayı
bırakalım. Bakın, size güzel bir oyun teklifim var. Hani o uzun zamandır
mantıkla işleyen beynimizin bizleri "ânı yaşamak"tan uzak kılan bir oyun. İşadamlığı,
işkadınlığı, çöpçüsü, teknisyeni, manavcısı, evkadını, vesairesi… İşliklerinizi
ve kimliklerinizi atın bir kenara. En azından bu yazının sonuna kadar. Gelin
bir oyun oynayalım sizinle. Ânı, şimdiyi yaşamanın unutulduğu bir zaman
boşluğunda…</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Gözlerinizi, derin bir nefes alırken kapayın hafifçe. Şimdi iyice
sıkın ve nefesinizi verirken gevşetin gözkapaklarınızı. Kendi hâline bırakın… Fazla
değil, çok çok az gerilere gidin. Zihninizin algılarını açın ve arkanıza şöyle
bir bakın. Gülümseyin bir de yahu. Hadi, haylaz bir çocuk tebessümü konsun
yüzünüze. Kaldırın başınızı ve bakın gökyüzüne. Asık suratlı işadamı modundan
ve demir leydiliklerden sıyırın kendinizi. Ne var ne yoksa çıkarın üstünüzden. Anadan
üryan olun! Evet evet, neden deli muamelesi yapıyorsunuz ki bana. Şu an bir
oyundayız mâdem, yapın söylediklerimi… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Uzanın boş bulduğunuz bir yere. Ayakkabılarınızı da çıkarmayı
unutmayın. Hani hatırlar mısınız, oyunlar oynardık parklarda, bahçelerde, dar
sokak araları ve boş arazilerde. Çocukluğumuzun nişânesi tertemiz hafıza
tahtamız misali, boş bulduğumuz kağıt ya da duvarlara resimler çizerdik. Örülü
saçlı kızlar, ağzında pipo olan oğlanlar. Rüzgâr güllerine çalan papatyalar, kelebekler, kuşlar,
ağaçlar resmederdik. Kumlardan kaleler ve dahi kumlara çizdiğimiz hayaller, parmak
ucumuzla bulutlara dokunup yaptığımız şekiller… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Derin bir nefes daha alın. Hiçbir şey düşünmeyin ama. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Hadi uzanın yere. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Sırtınızı en sağlam yere, toprağa verin. Açık ama aralarda
gökyüzünün maviliğini perdeleyen bulutlu bir göğe baktığımızda çocuk iken,
hayalimizin olup olmayacağını hiç düşünmezdik. Bir yapboz gibi yapar yapar yine
bozardık. Sonra hadi başa sar. Tekrar bir resmi çizmenin heyecanıyla yapardık
bunu. En mutlu olduğumuz çocukça masum hallerimiz… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Uzandınız mı yere? </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Açın kollarınızı. Bacaklarınızı
da ister iki yana açın, ister diğer bacağınızın üstüne atın. Bir bacağınızı
çekin kendinize, diğerini de onun üstüne. Şimdi yeniden gülümseyin. Hayaller
kurun, sevdiğiniz ya da sevebileceğiniz kişileri düşünün. Sizi kızdıran,
hayattan yıldıran insanları da su dolu yoğurt kabına kattığınız toz deterjanla
iyice karıştırın. Sonra tahta mandallar arasından bir baloncuk çıkarın. Baloncuk
havadayken parmağınızın ucuyla dokunduktan sonra “pıt” sesini duyup etrafa
renkli şekiller dağıtarak yok olduğunu düşünün. Tüm olumsuzlukların pozitif bir
şekil alması gibi. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Sizin gibi… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Âşık olduğunuz adamı, kadını kendi kıyafetiyle değil de, sizin
kesip biçtiğiniz giysilerle giydirin. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Her zaman yaptığınız gibi… </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Fakat sâfiyâne bir tavırla yapın bunu. Evcilik oynayın mesela
sevdiğinizle. Küçük bir çadırın içinde hep mutlu olacağınız hâyâline kapılın…
Deniz kenarında, bir balkonda, çimenlerin üstünde, evinizin halısı ve
kanepesinde yapın bunu. Hadi, tebessüm edin şimdi. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Sizi sevenler daha çok sevecekler. Yanınızdan geçenlere aldırmadan
bir seksek oynarmış gibi zıplayın. Çocukken hiç düşünür müydük, yaptığımız
bir hareketin yadırganacağını? “Koskoca adama-kadına bak, ne hallerde”
diyenlere, hadi yaramazlık yapalım, dilinizi çıkarın. Hatta yürüyen merdivenin
tersine yürümeye çalışın. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Komik mi? Hayır…</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Eğer bu çocukluğu hâlâ yapabiliyor ve gülümseyebiliyorsanız tüm bu
anlattıklarıma ve anlatamadıklarıma, ancak varsınız demektir. Düşünüp düşünü
kuramadığım daha birçok şeyi sizler geçirin hayatınıza. Anlatın ve yazın
bunları, not edin. Bana da söyleyin. Hayatınızdakilere de ne olursa olsun asık bir
suratla bakmayın yüzlerine, negatifliğinizi yüklemeyin üstüne. Çocuk tebessümü
yerleşsin yüzünüze. Gülümsemeyi bilin.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Çok mu yıldınız hayattan, rol mü yapıyorsunuz hep. Yoksa “mış”
gibi yapnaktan bıktınız mı? Mızıkçılık yapıyorsunuz demektir o zaman. Hadi,
şimdi de başınızı koyabileceğiniz bir diz, bir dost, bir sevgili, bir kardeşlik
varsa anlatın içinizden ne koparsa. Bir çığ gibi yuvarlayın hepsini. Ağlayın,
sızlayın, arada çocuksu tebessümler fırlatın, susun, uyuyun, konuşun, sızıp
kalın… Ama içinize atmayın. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Uzanın düz bir yere, sırtınızı dayayın size dayanak olan -birine- her
şeye. Kurun hâyâlinizi. Ortak edin buna, size değer veren bir insana. Sizi
anlayabilecek bir dosta, aşka, bir başa. Hiç mi olmadı bir taşa… Hadi,
gülümsemenin ve çocuksu hayalleri kurmanın vaktidir şimdi… Bu bir test. Bir
oyun. Bir gerçeğe dönüş testi. Düşünün bir kez daha. Şimdi derin bir nefes
alın. Düşleriniz, çocuksuluğunuz ve siz. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Ne kadar gerçeksiniz?..</span></div>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8121897773010776938.post-23749426782832668822012-05-24T15:12:00.000+03:002012-05-24T15:12:56.356+03:00Beklenmeyen Kaza!..<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Bir kez daha şükrettim, bir kez daha dayanağı oluştu, sağlam bir
temele oturdu; 'dünyada bulunduğumuz süre zarfında yer kalay, gök bakır
olsa rızktan endişe etmeme ve aç kalmayacağımıza dair' o müjde. Bu
gidişle ne aç kalırız ne de açıkta!.. Medya varlığını sürdürdükçe
bizlere de yeni iş kapıları açılacaktır muhakkak. Bir internet sitesi,
bir gazete, dergi ya da kitap… Her ne ise o 'bunlarda' varlığımızı
sürdüreceğiz biz de.</span></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Özel bir haber televizyonunun canlı yayınında haberi aktarmaya
çalışan muhabirin ayna gibi parlayan ve kameramanlara diyafram problemi
çıkaran kafasından odamı ışıtan o sözü duyunca neşelendim bir an. Hava
parçalı çok bulutlu bir Ankara havası idi. 'Ne yazmalı ne yazmalı…'
derken 'sen çok yaşa' nidâsıyla şenlendi yuvam. Gerçi yayınlayacağım
yazı hazırdı. Fakat arşivde sürmanşete çekip, bu yazıyı manşetten
vermeyi uygun gördüm.</span></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Bilindiği üzere 31 Ocak 2009 Cumartesi günü Bolu civarında bir
ambulans helikopter düşmüş, bir emekli kara pilotumuz hayatını
kaybetmiş, yabancı bir pilot da ölmüştü. Emekli kara pilot Albay
Süleyman Kıyak için 2 Şubat Pazartesi günü Ankara Kocatepe Camii'nde bir
tören düzenlendi. İşte bu törenden bilgiler aktarmaya çalışan
muhabirimiz 'dakika bir gol bir' tadında bir söz sarf etti. 'Cumartesi
günü <strong>beklenmeyen bir kaza!</strong> sonucu yitirdiğimiz…' <br />Zaten
gerisini dinlemeye gerek kalmadan kapatıverdim televizyonu. Söylenen
sözlere fazla takılmayan, katı kuralcılığın ötesinde 'iletişimin
tamamlanması' tezimle hayat boyu aç kalmayacak birisi olan ben, bu söz
karşısında 'oha falan oldum yani!' Kusuruma bakmayın bunu söylediğim için. Konuyu sıvamak bir yana bu kadar da
değil ama benim dahi kanıma dokundu! Bunu bir sunucu veya spikerin
yapması kabul edilemez zaten. Bu kişinin muhabir olmasını da geçtik
fakat lise diploman da mı yok be kardeşim? Heyecan diye savunma noktası
oluşturmak isteyenlere de bu kişinin bu işinde 'kaşar' olduğunu
belirtmek isterim. Bize bir de en önemli 'siyasi, polisiye ve adliye'
haberlerini aktarıyor. </span></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">'Kaza nedir?' buna bakmak lazım önce. Yani kaza, beklenmedik zamanda,
ansızın olur. Değil mi? Yani geçip otobüsün karşısına 'gel ulan,
geeeel, gel de çarp sineye…' derseniz bu beklenmeyen kaza mıdır,
beklenen mi? Hem kazalar beklenseydi bu lâf o muhabirimizin ağzından
çıkar, kaçar mıydı? Onun için kazaya rıza göstermeli ve belki de bu
'beklenmeyen kaza'yı 'kazârâ' oldu varsaymalı!..</span></div>İrfan Atasoyhttp://www.blogger.com/profile/14724869849707535346noreply@blogger.com0