23 Mayıs 2013 Perşembe

Bir gün özgür kalacağım...

Hayatın bazı durakları vardır. Bunları siz belirlersiniz. Zamanı gelince ya yıkar ya tamir eder ya da o durakların daimi bekçileri olursunuz. Kalıcıysanız bu durakta, gelen geçen yolcuları sayar, atıp tutmaya başlarsınız can sıkıntısından; "küvetin içine uzanmış Oblomov gibi..."

Bir gün özgür kalacağım…
Eskisi gibi. "Alışkanlarımın esiri olmayı ne kadar da özlemişim!" diyeceğim. Ne bir sevda peşinde koşacağım, ne sevdalar benim ardımca gelecek. Yosun kokulu sahillerin yoldaşı olmaya devam edeceğim bir süre sonra. Atlayıp arabaya boydan boya ölçüsünü alacağım geçtiğim yolların. Sınırları çizilmiş özgürlüğümün çevresinde kaldırım taşlarını söküp söküp denize atacağım. Benzinciye uğrayıp çeyrek depo ziyafet çektireceğim arabaya. Yine taş sektireceğim su üstünde, kaldırım taşlarından kalan artıklarla. Gece ay ışığı yansırken suya, ben yine elime alıp cep telefonumu kitabım için kıssadan hisse yazılar yazacağım. Bir kuru yük gemisi geçecek o sırada kalbimin ortasından. "Ne kadar da kurusun be yük" diye bayağı ve bayat espriler yapacağım. Ama anlayacak beni geçen gemi, ona niçin öyle dediğimi. Şimdi olmasa bile demirleyeceği limanda anlayacak tüm sözlerimi. Geminin içinde yaşayanların tüm yükü kalbimde, dönüşe geçeceğim. Yine saat başı haberleri dinleyip bilgileneceğim yolda. Müzik kutusuna dönmüş radyoların aksine tüm konuşkan radyolara mesaj atacağım. Sıkılıp arabadan, toplumsal bilincimi artırmak için halkımın toplu ulaşım araçlarına bineceğim. Elimde kitap toplu ulaşımın yoldaşı olacağım. Alışkanlıklarıma döndüğümde hayat süregeldiği gibi devam edecek kaldığı yerden… "Öyle özlemişim ki…" diye başlayan cümleler kuracağım. Sonra sil baştan. Yineleyip bütün bunları tekrar başa saracağım. Yine tamir ettiğim bir durakta soluklanıp sonrasında yoluma devam edeceğim. 


Şimdi yolculuk zamanı…
Ara sıra hayatın bazı duraklarında durup dinlenmek hiç de fena bir fikir değil. Tavsiye ediyorum. Bir minibüse benzetin hayatı. Minibüs boşken ne kadar alelâde. Bir dolmuşa benzetin kendinizi. Yükleneceksiniz bazı şeyleri ve zamanı gelince bırakacaksınız. Hayat bu… Bu durakları da siz kurar ve siz yıkarsınız. Mutlu olmak için mutlu taklidi, güçlü görünmek için güç gösterisi yapmak ancak size zarar verir. Kendinizi yenilemek için mutlaka bir durakta dinlenin. Ama bu durak sizin inşaa ettiğiniz bir durak olsun. Ve yaşadığınız onca şeyin ardından ruh sağlığınızın aynen yerinde olmasını istiyorsanız; hayatınızda duracağınız, tamir edeceğiniz ve yıkacağınız durakları iyi belirleyin! Sonrasının bi' pişmanlık ve yalnızlık buhranı olmasını istemiyorsanız... 

Oblomov'u da küvetin içinde öylece sere serpe uzanmış halde bırakmayın. Tutup çıkarın onu. Zirâ uzanmak için evin başka odalarının da olduğunu unutmayın... 

Hiç yorum yok: