Hayatın bazı durakları vardır. Bunları siz belirlersiniz. Zamanı gelince
ya yıkar ya tamir eder ya da o durakların daimi bekçileri olursunuz.
Kalıcıysanız bu durakta, gelen geçen yolcuları sayar, atıp tutmaya
başlarsınız can sıkıntısından; "küvetin içine uzanmış Oblomov gibi..."
Bir gün özgür kalacağım…
Eskisi
gibi. "Alışkanlarımın esiri olmayı ne kadar da özlemişim!" diyeceğim. Ne
bir sevda peşinde koşacağım, ne sevdalar benim ardımca gelecek.
Yosun kokulu sahillerin yoldaşı olmaya devam edeceğim bir süre sonra.
Atlayıp arabaya boydan boya ölçüsünü alacağım geçtiğim yolların.
Sınırları çizilmiş özgürlüğümün çevresinde kaldırım taşlarını söküp
söküp denize atacağım. Benzinciye uğrayıp çeyrek depo ziyafet
çektireceğim arabaya. Yine taş sektireceğim su üstünde, kaldırım
taşlarından kalan artıklarla. Gece ay ışığı yansırken suya, ben yine
elime alıp cep telefonumu kitabım için kıssadan hisse yazılar yazacağım.
Bir kuru yük gemisi geçecek o sırada kalbimin ortasından. "Ne kadar da
kurusun be yük" diye bayağı ve bayat espriler yapacağım. Ama anlayacak beni geçen
gemi, ona niçin öyle dediğimi. Şimdi olmasa bile demirleyeceği limanda
anlayacak tüm sözlerimi. Geminin içinde yaşayanların tüm yükü kalbimde,
dönüşe geçeceğim. Yine saat başı haberleri dinleyip bilgileneceğim
yolda. Müzik kutusuna dönmüş radyoların aksine tüm konuşkan radyolara
mesaj atacağım. Sıkılıp arabadan, toplumsal bilincimi artırmak için
halkımın toplu ulaşım araçlarına bineceğim. Elimde kitap toplu ulaşımın
yoldaşı olacağım. Alışkanlıklarıma döndüğümde hayat süregeldiği gibi
devam edecek kaldığı yerden… "Öyle özlemişim ki…" diye başlayan cümleler
kuracağım. Sonra sil baştan. Yineleyip bütün bunları tekrar başa
saracağım. Yine tamir ettiğim bir durakta soluklanıp sonrasında yoluma
devam edeceğim.
Şimdi yolculuk zamanı…
Ara sıra hayatın bazı
duraklarında durup dinlenmek hiç de fena bir fikir değil. Tavsiye
ediyorum. Bir minibüse benzetin hayatı. Minibüs boşken ne kadar alelâde.
Bir dolmuşa benzetin kendinizi. Yükleneceksiniz bazı şeyleri ve zamanı
gelince bırakacaksınız. Hayat bu… Bu durakları da siz kurar ve siz
yıkarsınız. Mutlu olmak için mutlu taklidi, güçlü görünmek için güç
gösterisi yapmak ancak size zarar verir. Kendinizi yenilemek için
mutlaka bir durakta dinlenin. Ama bu durak sizin inşaa ettiğiniz bir
durak olsun. Ve yaşadığınız onca şeyin ardından ruh sağlığınızın aynen
yerinde olmasını istiyorsanız; hayatınızda duracağınız, tamir
edeceğiniz ve yıkacağınız durakları iyi belirleyin! Sonrasının bi'
pişmanlık ve yalnızlık buhranı olmasını istemiyorsanız...
Oblomov'u da küvetin içinde öylece sere serpe uzanmış halde bırakmayın. Tutup çıkarın onu. Zirâ uzanmak için evin başka odalarının da olduğunu unutmayın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder